Kaygı Bozukluğunun Üstesinden Gelmek İçin 6 Stoacı Strateji
- Hüseyin GÜZEL
- Apr 27
- 3 min read
Sadece Amerika Birleşik Devletleri'nde bile 65 milyon insan anksiyete ile mücadele ediyor. Bu sayı, ülkenin önemli bir bölümünün bu zorlayıcı durumdan etkilendiğini gösteriyor. Ancak anksiyete dediğimiz kaygı bozukluğu, yalnızca ABD'ye özgü bir sorun değil. Dünya genelinde de oldukça yaygın bir ruh sağlığı durumu olarak karşımıza çıkıyor.

Kaygı, hayalini kurduğunuz yaşamı sürmenizi ciddi şekilde zorlaştırır. Kaygılı insanlar, aslında istemeseler de sürekli bir düşünce bombardımanı yaşar ve işleri ertelemeye meyillidirler. Bu durum kaçınılmaz olarak bir utanç ve suçluluk sarmalına dönüşür. Bunları çok iyi biliyorum çünkü yetişkinliğimin büyük bir bölümünde ben de aynı sorunlarla mücadele ettim.
Sorun şu ki, kaygıyı tam olarak tespit etmek kolay değildir.
2020'deki karantina dönemini hatırlayın. İnsanların kaygılarının kaynağı olarak gördüğü pek çok şey, o aylarda adeta buharlaştı.
Birdenbire fark ettik ki, artık o meşhur trafik çilesini çekmemize, havaalanlarında oradan oraya koşturmamıza ya da en sevdiğimiz mekanlarda bile karşılaştığımız o kaba insanlara katlanmamıza gerek kalmamıştı.
Bu stres etkenleri ortadan kalkınca, özellikle Covid'in o ilk korkunç günleri geride kalınca, kendi kaygılarımın bile azalacağını düşünmüştüm. Ama maalesef, pek çok kişi gibi benim için de durum böyle olmadı.
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi'nin dikkat çekici verileri, 2019'da %8,1 olan kaygı bozukluğu oranının 2020'de yaklaşık üç kat artarak %25,5'e ulaştığını gösteriyor. Daha da çarpıcısı, depresyonun yaygınlığının aynı dönemde dört katına çıkarak %6,5'ten %24,3'e yükselmesidir.
İşte kaygıyı anlamak için en önemli şey: Sizi en çok etkileyen dış faktörler değildir.

Stoacı filozof Epictetus bunu en iyi şu şekilde açıklamıştır:
“İnsanların huzurunu kaçıran, olayların bizzat kendisi olmaktan ziyade, o olaylar hakkında geliştirdikleri düşünceler ve inançlardır.”
Karnınızda beliren o tarifsiz ağırlık, o iç burkucu his, sadece soyut bir düşünce değil; aynı zamanda bedeninizin de deneyimlediği gerçek bir fiziksel duyumdur. Ancak bu hisse neyin sebep olduğunu merak ediyor musunuz? Cevap basit: Dışsal bir etki değil. Her şey sizin kendi iç dünyanızda olup bitiyor.
Stoacılar bu kavramı anladılar. Marcus Aurelius Meditasyonlar adlı meşhur kitabında şunları yazıyor:
“Bugün benim için bir dönüm noktası. Kaygıdan özgürleştim. Ya da belki de doğru kelime 'özgürleştim' değil. Onu içimden çıkardım, çünkü anladım ki o benim kendi yarattığım bir illüzyondu, dışarıdaki gerçeklikle alakası yoktu.”
Stoacılık, kaygıyla mücadele etmek ve duygusal direnci artırmak için çeşitli yöntemler sunar. Belirli bir 'Kaygıyı Alt Etmek İçin 6 Stoacı Yöntem' listesi olmasa da, Stoacı felsefenin temel prensipleri ve uygulamaları bu konuda yol gösterici olabilir:
1. Kontrol Alanınızı Tanıyın ve Kabul Edin: Bazı olaylar ve durumlar üzerinde hiçbir etkimizin olmadığını fark etmek kaygıyla başa çıkmanın ilk adımıdır. Genellikle kaygıyı tetikleyen, kontrol edemediğimiz unsurları değiştirmeye yönelik nafile çabalarımızdır. Bunun yerine, kontrol edebildiğimiz tek şey olan kendi tepkilerimize ve bakış açımıza odaklanmalıyız.
2. Anı Yaşamak ve Kendini Bilmek: Kaygının sizi ne zaman etkisi altına almaya başladığını fark edebilmek için bilinçli farkındalık alıştırmaları yapın. Stoacı felsefe, zihninizden geçenleri ve hissettiklerinizi yargılamadan gözlemlemenizi ve bu durumların altında yatan sebepleri araştırmanızı destekler.
3. Kontrolün Sınırlarını Anlamak: Stoacı felsefenin temel taşı olan kontrol ikilemini benimseyin. Bu, neleri etkileyebileceğinizi (kendi düşünce yapınızı, davranışlarınızı ve hayata karşı duruşunuzu) ve nelerin sizin müdahaleniz dışında olduğunu (dış dünyadaki olaylar ve insanların yargıları) net bir şekilde görmenizi sağlar. Dikkatinizi kontrol edebildiğiniz alana yoğunlaştırın.
4. Öngörü ve Planlama ile Kaygıyı Azaltmak: Stoacılar, gelecekte karşılaşabileceğiniz zorlukları ve aksilikleri önceden düşünerek plan yapmanın önemine dikkat çekerler. Bu proaktif yaklaşım, genellikle kaygının temelinde yatan belirsizliği ortadan kaldırmaya yardımcı olur.
5. Kötü Senaryoları Zihinde Canlandırmak: Olumsuz görselleştirme olarak bilinen bu Stoacı uygulama, başınıza gelebilecek en kötü durumları hayal etmeyi kapsar. Sezgisel olmasa da, Stoacılar bu sayede olası zorluklara karşı zihinsel bir hazırlık yapabileceğinize ve bilinmeyenin korkutuculuğunu azaltabileceğinize inanırlar.
6. Değerlerinizle Uyum İçinde Yaşayın: Stoacılar, erdemli bir yaşam sürmenin, özellikle bilgece kararlar almanın, cesurca hareket etmenin, adil davranmanın ve kendinizi kontrol etmenin zihinsel huzur için elzem olduğunu vurgular. Eylemlerinizi temel değerlerinizle uyumlu hale getirme çabası, kaygıyla başa çıkmada size rehberlik edecektir.
Unutmamak gerekir ki Stoacılık, kapsamlı bir felsefi sistemdir ve kaygıyla baş etme konusunda sunduğu yöntemlerin etkinliği bireyden bireye farklılık gösterebilir. Bu nedenle, burada bahsedilen Stoacı prensipleri kendi yaşam koşullarınıza ve kişisel ihtiyaçlarınıza göre uyarlamanız büyük önem taşır. Eğer yoğun kaygı deneyimliyorsanız veya genel zihinsel sağlığınızla ilgili kaygılarınız varsa, bu durumda bir ruh sağlığı uzmanından profesyonel destek almak en doğru ve etkili adım olacaktır.
by Darius Foroux
Comments