Bu makalemi Haziran 2020'de yazarken, onlarca yıl ile kıyasla belki de en tuhaf aylardan birinden geçiyoruz. Önümüzde bir sağlık krizi, bir ekonomik kriz ve bir sosyal kriz var. Birçoğumuz bu koşullarda işlerimize ve görevlerimize odaklanmak için bir takım zorluklarla boğuşuyoruz. Dikkatimiz paramparça, her yere saçılmış durumda.
Okuyucularımdan biri yalnızca üyelerime ve öğrencilerime özel mail bültenim üzerinden bu konu hakkında bana bir e-posta göndermiş:
“E-postanızı yukarı ve aşağı kaydırırken şunu fark ettim: E-postanın önemli olduğunu biliyorum, ama aynı zamanda yapmam gereken işlerimi de bir taraftan düşünüyorum ve ayrıca e-postayı okumaya bile odaklanamıyorum. Bence bir girişimci olarak aşırı bilgi yüklemesi ile kaygılı bir dönemden geçiyorum ve bu nedenle de odaklanma eksikliği yaşıyorum.”
Bu durum bir çok şeyle ilgili olabilir. Aşırı bilgiye muhatap olduğumuz bir dönemden geçiyoruz, bu açık. Sonuç olarak da çok kaygılıyız.
Dünyada ve çevremizde neler olup bittiğini öğrenmek istiyoruz. Haberdar olmak ve bir şeyler yapmak istiyoruz, ama sizce bu kaygılanmaya değer mi? Bu tür bir kaygıyı aşmak istiyorsanız, dikkatinizi kontrol etmeyi muhakkak öğrenmelisiniz. İşte size yardımcı olabilecek dört ipucu:
En doğru bilgiyi tüketin.
Kelimelere değil eylemlere odaklanın.
Nazik olun.
Yanlış olan “Küçük” Adımlardan Kaçının.
1| En doğru bilgiyi tüketin
En sevdiğim kişisel gelişim kitaplarımdan biri, Darren Hardy’nin kaleme aldığı “Bileşimin Gücü” dür. Bu kitapta (özellikle böyle zamanlarda okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum)
Darren, “Boş laflar girer, Boş laflar çıkar” kavramının hayata bakışımızı nasıl olumsuz etkilediğinden bahsediyor.
Ana akım ulusal haber kaynaklarından korkutucu içerikler tüketiyorsanız, elde ettiğiniz çıktınız da korkutucu olacaktır. Ben bunu şu şekilde düşünmeyi seviyorum: Korku girer, korku çıkar.
Zihninizde korkuya yer verirseniz, bunun sizi etkilemeyeceğini bekleyemezsiniz doğal olarak. Dünyada kendine en güvenen kişiyi bile bir hafta boyunca kablolu ana akım kaynaklarından haberler izlemeye zorlayın, duyacağı korku ile kaygıya kapılıp kendi kabuğuna çekileceğini göreceksiniz. Hiç kimse bu haberlerde maruz kalınan korku tüccarlığının etkisine karşı bir bağışıklık geliştiremez.
Zihninize izin verdiğiniz bilgilere dikkat edin. Sosyal medya yayınlarına veya televizyona güvenmek yerine, birden fazla kaynaktan bilgi almaya daha istekli olun. Ve bunu bir takım örgütlerden değil bireylerden almaya çalışın. Örneğin; şirketlerin veya ideolojilerin kıskacında olmayan birçok özgür yazar ve gazeteci var.
2| Kelimelere değil eylemlere odaklanın
Görünene aldanmayın. Sosyal adaletsizliğe karşı olduğunuzu veya Covid-19'dan etkilenen insanlar için sürekli kötü hissettiğinizi kanıtlamanız gerekmiyor. İnsanların bir şeyler hakkında söyledikleri, yaptıklarından daha fazla kaygı duyduklarını gösteriyor.
Dünya üzerinde gerçekten etkisi olan şeylere dikkatinizi yönlendirin. Nike’ın son birkaç yıldır reklamlarında sosyal sorunları ele alış biçimi gerçekten hoşuma gidiyor, zira doğru olanı yapıyorlar. Bunun gibi bir çok örnek verebilirim. Doğru şeyi yaptığınızda kaygılı olmanıza gerek kalmaz ve kaygı duymanızı gerektirecek hiç bir şeyi düşünmenize de.
3| Nazik olun
Önceliklerimden biri de, gerçek hayatta insanlara karşı nazik olmak. Bu bir süredir üzerinde çaba gösterdiğim bir şey. Örneğin, parasını ödediğim her hangi bir şey düzgün çalışmadığında sinirlenme eğilimindeyimdir. Geçen gün, kullandığım server şirketi websitemde kötü amaçlı yazılım olduğundan şüphelendikleri için devre dışı bıraktı. Ve şirketle iletişim kurmam, hiç te kolay olmadı.
Önce şirketin sitesinde bir sohbet başlattım ve destek personeli yardımcı olamadı. Bana e-posta ile ulaşmamı söylediler. Bunu zaten yapmıştım ve pek de olumlu bir yanıtta alamamıştım. Bu beni gerçekten çok kızdırdı. Ama duygularımı kontrol etmeye çalıştım.
Teknik destek birimini aradım ve en başından itibaren nazik olmayı tercih ettim. Eskiden olsa, onlara karşı çok sert bir şekilde tavır gösterirdim.
Teknik destek elemanın adı Michiel’di (Hollandaca adı), ve harikaydı doğrusu. Homeofis çalışıyordu ve bebeğinin sesini duyabiliyordum telefondan. “Çalışırken kucağımda oturuyor. Onu seviyorum” dediği buydu bana. Sonunda sorunu çözdü (sitem artık tekrar yayında idi).
Nazik olmanın en iyi seçenek olduğunu öğrendim çünkü daha az enerji gerektiriyor. Sinirlendiğinizde ise, dikkatiniz olumsuz duygulara kayıyor. Ve bu da kaygıya neden oluyor. Nazikçe kaygıdan kaçının.
4| Yanlış olan “Küçük” Adımlardan Kaçının
Geçen hafta sonu, sosyal mesafeden dolayı üç aydır görüşemediğim en iyi arkadaşımlarımdan biri olan Quincy ile karşılaştım. Ona nasıl olduğunu sorduğumda, “Dostum, iki gün önce KFC’ye gidip bir şeyler yedim ve bağırsaklarım hala yanıyor” dedi. Evet, ne düşündüğünüzü biliyorum. Muhtemelen tuvalette her zamankinden daha fazla zaman geçirdi.
Berbat. Ve birer robot olmadığımız için hepimiz yoldan çıkmanın nasıl bir his olduğunu biliyoruz. Hepimizin zayıf anları vardır. Bazı insanlar bir patates cipsi paketi için çılgına dönüyor, bazıları da tüm hafta sonu boyunca bir TV şovunun tüm sezonlarını arka arkaya izlemeyi seviyor ve evden bile çıkmıyor.
Sağlıksız ve fastfood yemek ya da evde vakit geçirmek mesele değil. Dinlenmek ya da hayatın tadını çıkarmaktan da bahsetmiyorum. “Bir parça çikolatanın zarar vermeyeceğini” düşünmekten bahsediyorum. Her gün yaparsan durum farklı elbette.
Küçük bir yanlış adım attığınızda, başka bir yanlış adım daha atmak kolaydır. Ve farkına bile varamadan tüm momentumunuzu kaybedebilirsiniz. Şimdi, birinci kareye geri döndünüz.
Bu neden dikkatiniz için önemli? Çünkü başa dönüp yeniden başlamanız büyük miktarda enerji harcamanızı gerektirecek. Ve bu, tutarlı bir ilerleme kaydetmek için her zaman başlangıca odaklanmanız gerektiği anlamına gelir.
Dikkatiniz Her Şeydir
“Ama zihnimin ne yaptığını kontrol edemiyorum!” diyorsanız, bu yanlış. Zira düşüncelerinizi kontrol etme gücünüz var, çünkü tüm bu tür saçmalıkları görmezden gelebilirsiniz. Yararsız düşünceleri görmezden gelin. Bu bir pratik meselesi de
Yıllardır pratik yaparım. Zihnim paramparça idi ve her yere saçılmıştı. Beş dakikadan fazla tek bir işe odaklanamıyordum. Ama bu konunun ne kadar önemli olduğunun farkına vardım bir süre sonra.
Dikkatinizi yönetmek, hayatta neye odaklanacağınıza karar vermekle ilgilidir. Çünkü bu böyledir. Dikkatinizi kontrol ederken zihninizi kontrol ediyorsunuzdur zaten. Sonuç olarak, tüm hayatınızı kontrol ediyorsunuzdur!
Ama her şey zihninizin girdilerini yönetmekle başlar. Kendinizi dünyadaki en değerli kaynağın bekçisi olarak görün: Zihninizin. Onu doğru bir şekilde beslediğinizde, günün sonunda, istediğiniz her şeyi yapacaktır sizin için. Huzur istiyorsanız, huzur verecektir. Eğer eylemse, eylem.
Anlaşmayı siz yapın. Hayatınızdaki en önemli aracın kontrolü sizin elinizde!
