Zihin, sınırlar içinde düşünmeye şartlandığında, mevcut seçeneklerin enginliğini göremez. Hayattaki seçeneklerin sınırlı bir pasta olduğuna inanmak seçeneklerinizi sınırlamakla kalmaz, aynı zamanda elde edebileceklerinizi de sınırlar.
Elbette ki, herkes böyle düşünmez; dünyadaki imkanları bol kabul edenler, herkes için yeterli fırsatın olduğu bilgisinde teselli bulur. Kararlarında acele etmek yerine, değerlerine ve yaşamak istedikleri hayata uygun bilinçli ve dikkatli seçimler yaparlar.
"Başarınızın boyutu, inancınızın boyutuyla belirlenir." David Schwartz
Bolluk ve Kıtlık Zihniyeti Arasındaki Temel Farklar ise;
Kıtlık zihniyeti karamsar bir düşünce yapısıdır. Olumsuzluklara ve sınırlamalara odaklanır, mağdur zihniyeti ile yol almaya alışkındır. Kontrolü dışındaki her şeyi suçlayabilir, bu durum endişe ve stresi körükler. Asla hiçbir konuda yeterli olmadığına dair bir inancı vardır ve sürekli pekişir. Düşük bir motivasyon ile hareket ederler ve küçük düşünerek riskten kaçınırlar.
Bolluk zihniyeti iyimser düşünce yapısıdır. Büyüme ve gelişme alanlarına odaklanarak fırsatları değerlendirirler. Sorumluluk almaktan kaçınmadan kontrollü bir ilerleme planlarlar. Karşılaşma ihtimalleri olan zorluklar, kendilerini güçlü hissetmelerini sağlar. Olumlu yaklaşımları ile genelde ilham ve enerji verir.
Bolluk zihniyetine sahip olabilmek için;
Sınırları Değil, Olasılıkları Düşünün: Büyük düşünmek yönü belirler. İlerleme kaydetmek için yol boyunca küçük adımlar atmak, stratejilerinizi yeniden değerlendirmek, seçenekleri gözden geçirmek önemlidir. Düşünme ve eylemde esneklik, daha fazla seçenek ve daha fazla kaynakla sizi çok uzaklara götürebilir. Mümkün olduğunu düşündüğünüz şey ise, başarabileceklerinize sınır koyabilir.
Kanıtlamaya Değil Öğrenmeye Odaklanın: Öğrenmek yerine kanıtlamaya odaklanmak, hayattaki zorluklar ve engellerle yüzleşmek için gerekli olan becerileri geliştirmek için daha az fırsat bırakır ve ortaya çıktıklarında onlarla başa çıkmanızı zorlaştırır. Hayatın karmaşıklıklarında gezinme becerilerine sahip olmamak, gelişmenin önündeki en büyük engeldir.
Birlikte Başarmaya İnanmak: Öz değer duygunuzu, kendinizi başkalarıyla kıyaslayarak elde ettiğinizde, asla yeterli hissetmezsiniz. Birileri her zaman daha iyisini yapacaktır. Başarıya giden kendi yolunuza odaklanmayı bırakacaksınız. Başka birinin başarılarına odaklanmak için ne kadar çok zaman harcarsanız, kendi hedefleriniz için o kadar az zaman harcarsınız.
Kurban Değil, Yaratıcı Olmak: Dünyaya kıtlık merceğinden bakmak sizi bir kurban haline getirir, hayatınızda olan kötü her şey için başkaları veya koşullarınız suçludur. Kontrolün sizde olduğunu hissetmek ise, yaratıcı düşünmeniz için enerji verir. Başarısızlık korkusu, bilinmeyene adım atmanızı engeller. Bir yaratıcı rolünü üstlendiğinizde ise fırsatlar, seçenekler ve kaynaklar sınırsız görünür.