top of page

Blog Posts

Beyniniz Böyle Mi Çalışıyor?

Updated: Nov 28, 2021

Jeff Hawkins’in kitabı, insan zekasıyla ilgili yeni bir teori üzerine gerçekleştirilen araştırmaları ortaya koyuyor…

Yapay Zeka gibi bilim kurgu yazarlarının hayal gücünü yakalayabilen çok az konu söz konusudur. Gerçek bir yapay zeka yaratmak için neler gerekebileceği hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız, açıkçası bu kitap büyüleyici bir teoriyi bizlere sunuyor. Jeff Hawkins en çok PalmPilot’un mucitlerinden biri olarak biliniyor olabilir, ancak on yıllarını sinirbilim ve makine öğrenimi arasındaki bağlantıları düşünerek geçirdi ve onun fikirlerini öğrenmek için bu kitaptan daha iyi bir başlangıç olamaz...

 

Son zamanlarda öğrendiğim tüm konulardan biri akıllara durgunluk veren karmaşıklığıyla ön plana çıkıyor: Beynimizdeki hücrelerin ve bağlantıların bilinci ve öğrenme yeteneğimizi nasıl ortaya çıkardığını anlamak.



Beyin aktivitesini gözlemlemek için daha iyi araçlar, daha hızlı genetik sıralama ve diğer teknolojik gelişmeler sayesinde son yıllarda bir çok şey öğrendik. Örneğin, beyni oluşturan farklı nöron türleri, nöronların birbirleriyle nasıl iletişim kurduğu ve her türlü görevi yerine getirirken hangi nöronların aktif olduğu hakkında artık daha fazla şey biliyoruz. Sonuç olarak, birçok insan bunu "Sinirbilimin Altın Çağı" olarak adlandırıyor.


Ancak bu gelişmeyi bir bağlam içine yerleştirmeliyiz. Bir solucanın beyninin nasıl çalıştığını daha yeni yeni anlamaya başlıyoruz ve insanoğlunun 86 milyar nöronuyla karşılaştırıldığında sadece 300 nöronu var bu basit canlıların. Buradan yola çıkarak, nörodejenerasyonun neden olduğu ve onu nasıl engelleyebileceğimiz de dahil olmak üzere beyin işleviyle ilgili gerçekten büyük, önemli sorulara yanıt almaktan ne kadar uzakta olduğumuzu varın siz hayal edin. Babamın Alzheimer'dan ölümünü çaresizce izlemek, bana bu çağın henüz bir altın çağ olmadığını gösterdi ve bence bu çağın henüz şafağındayız...


Yıllar boyunca, çoğu akademik sinirbilimciler tarafından yazılmış, beyinle ilgili pek çok kitap okudum ve bunlara karmaşık laboratuvar deneylerinin merceğinden baktım. Son zamanlarda, çok daha teorik olan bir beyin kitabı aldım. Adı, "A Thousand Brains: A New Theory of Intelligence" ve Jeff Hawkins adlı bir teknoloji girişimcisi tarafından kaleme alınmış.


Hawkins'i 1990'larda, mobil bilişimin öncülerinden biri ve PalmPilot'un mucitlerinden biri olduğu zamanlar tanıyorum. Teknoloji kariyerinden sonra, tek bir soruna odaklanarak çalışmaya karar verdi; ki bu makine öğreniminde büyük iyileştirmeler yapmaktı. Bunu gerçekleştirmek için, 2005 yılında Numenta adlı Silikon Vadisi merkezli bir şirket dahi kurdu.


Makine öğrenimi açıkçası inanılmaz bir umut vaat ediyor. Önümüzdeki on yıllarda, proteinlerin nasıl katlandığına dair daha gelişmiş bir anlayışla tıbbı geliştirmek gibi gerçekten karmaşık, çok yönlü zorlukların üstesinden gelmemize yardımcı olacak türden geniş, esnek Genel Yapay Zekaya sahip makineler üreteceğimize inanıyorum. Bugün yapay zeka dediğimiz hiçbir şey henüz böyle bir zekaya sahip değil maalesef.


Hawkins'in dediği gibi, "Yapay zekada 'ben' yoktur." Bilgisayarlar bir büyük ustayı satrançta yenebilir ama satrancın bir oyun olduğunu bilemez. Hawkins, "şu anda yaptığımızdan daha fazlasını yaparak" yapay genel zekaya ulaşamayacağımızı savunuyor. Ona göre, beynin neokorteks adı verilen kısmı hakkında çok daha fazlasını anlamak, gerçek genel yapay zekayı geliştirmenin anahtarıdır ve bu kitabın konusu tam da budur.


A Thousand Brains, beyin bilimi veya bilgisayar bilimlerinde çok az geçmişi olan uzman olmayan kişiler için de uygun bir kitaptır. Beynin mimarisine dair büyüleyici içgörüler ve akıllı makinelerin geleceği hakkında heyecan verici ipuçlarıyla dolu. Önsözde, efsanevi evrim biyoloğu Richard Dawkins, kitabın "zihninizi kışkırtıcı fikirlerden oluşan bir girdaba dönüştüreceğini" söylüyor. Ve açıkçası ben de aynı fikirdeyim.


Hawkins, insan beyninin yüzde 70'ini oluşturan neokorteksin temelleri hakkında bize rehberlik ederek başlıyor kitabına. Ve Neokorteks, konuşmadan tutun, müzik yaratma ve karmaşık sorunları çözme yeteneğimiz gibi zeka ile ilişkilendirdiğimiz hemen hemen her şeyden sorumludur.


Nörobilimci Vernon Mountcastle'ın çalışmasından alıntı yapan Hawkins, neokorteksin temel devresine; yani yaklaşık yüz bireysel nöronla birkaç yüz "minikolona" bölünmüş yapısına bir "kortikal sütun" dendiğini bildiriyor ve devamında, “Zekayı anlama arayışımız, kortikal bir sütunun ne yaptığını ve nasıl yaptığını anlamaya dayanır” diyor.


Kortikal sütunun temel işlevinin, içinde hareket ederken dünya hakkında sürekli tahminler yapmak olduğuna inanıyor. Hawkins, "Her hareketle neokorteks bir sonraki duyumun ne olacağını tahmin ediyor" diye yazıyor ve devamında, “Herhangi bir girdi beynin öngörüsüyle uyuşmuyorsa… bu, neokorteksi dünyanın o kısmına ilişkin modelinin güncellenmesi gerektiği konusunda uyarıyor.” diye ekliyor.


Kitabın adı, Hawkins'in kortikal sütunlarının paralel olarak çalıştığı ve her birinin bir sonraki duyusal girdinin ne olacağına dair ayrı tahminler yaptığı sonucuna varmasından geliyor. Başka bir deyişle, her sütun kendi ayrı öğrenme (tahmin) makinesi olarak işlev görüyor.

Hawkins, genel yapay zekaya giden tek geçerli yolun neokorteksin işleyişini kopyalamak olduğu konusunda haklıysa eğer, bu, akıllı makinelerin insan ırkının yerini alması veya boyun eğdirmesinin olası olmadığı anlamına geliyor; ki klasik bilimkurgu filmlerinde gördüğünüz türden, mesela Matrix ve Terminatör gibi bir şey değil bu. Bunun nedeni, neokorteksin, beynin çok daha önce gelişen ve temel duygularımızı ve içgüdülerimizi yönlendiren bölümlerinden farklı şekilde çalışmasıdır.


Hawkins, "Akıllı makinelerin bir dünya modeline ve bu modelden gelen davranış esnekliğine sahip olması gerekir, ancak hayatta kalma ve üreme için insan benzeri içgüdülere sahip olmaları gerekmiyor" diye yazıyor.

Başka bir deyişle, sonunda, korku, açgözlülük, kıskançlık ve diğer insani günahları için bağlanmış "cahil bir vahşi" olan eski bir beynin etrafına sarmak zorunda kalmadan mantıksal, rasyonel neokorteksi kopyalayan makineler yaratabileceğiz. Bu yüzden Hawkins, insanların yarattıkları makinelerin kontrolünü kaybedecekleri fikrini reddediyor.


Ne yazık ki, hala yapay zekanın karanlık tarafı hakkında endişelenmemiz gerekebilir. Akıllı makineler yalnızca “yeni beyni” kopyalasa ve “eski beyin”le yüklenmese bile, bazı insanlar yine de onları kötü amaçlar için kullanmaya çalışacaktır. Ne yazık ki, bu insan doğasının bir sonucu....


Sonuçta, dünyamızın hemen hemen her bölümüyle karşılaştırıldığında, insan beyni anlayışımızın henüz erken olduğu yönündeki yazının başlangıcındaki ​​önermeme geri dönüyorum. Hawkins'in Bin Beyin Teorisi'nin deneysel incelemeye dayanıp dayanamayacağını henüz net bilmiyoruz. Olsa bile, kortikal kolonları dijital teknolojilerle nasıl kopyalayacağımızı hala bilmiyoruz.


Kesin olarak bildiğim tek şey, bu konu hakkında daha çok şey okuyacağımdır. Umuyorum ki, dünyanın en zor problemlerini çözme yolunda gerçekleştirilen bu çalışmalar büyük atılımlara yol açar...


 

Destek olmak için bana bir kahve ısmarlayabilirsiniz :) ve E-Posta Bültenimize de üye olabilirsiniz…

55 views0 comments

Recent Posts

See All
  • Beyaz LinkedIn Simge
  • Beyaz Facebook Simge
  • Beyaz Heyecan Simge

BU İÇERİĞE EMOJİ İLE TEPKİ VER

bottom of page