Yaptığım her konuşmada, okuduğum her kitapta, yaptığım her hatada ve edindiğim her yeni bilgide her şeyden daha az emin oluyorum...
Fransız filozof Voltaire en güzelini söylemiş:
“Ne kadar çok okursam, o kadar çok kazanırım, o kadar da bir şey bilmiyorum demektir.”
Doktora derecemi dokuz yıl önce aldığımda hiçbir şey bilmediğimden emindim. Daha sonra bir master derecesi daha tamamladım. Bu da iki yıl daha sürdü.
Buna rağmen hiçbir şey bilmiyordum hala. Ondan sonra, danışmanlardan, aileden, iş ortaklarından, müşterilerden, arkadaşlardan, meslektaşlarımdan bir şeyler öğrenmek için elimden gelenin en iyisini yaptım. Onların tüm bilgilerini emmeye çalıştım.
Çok şey öğrendim, birçok harika insanla tanıştım. Ayrıca, tanıştığınız insanlardan da bir şeyler öğrenmek istiyorsanız, sadece onları gözlemleyin. Nasıl davrandıklarını, nasıl düşündüklerini, neler söylediklerini, nasıl çalıştıklarını, nasıl iş yaptıklarını vb. anlamaya çalışın.
Çoğumuz bir mentorun (danışmanın) gelip şöyle demesini bekleriz:
“Bugün itibariyle, sizin resmi danışmanınızım. İşte birinci ders: Aptal olma.”
Seni bilmem ama bu benim başıma hiç gelmedi. Bunun yerine, öğrenmek istediğim insanlarla zaman geçirmenin ve onları gözlemleyerek öğrenmenin yollarını aradım hep. Bu strateji son yıllarda bana çok yardımcı oldu.
İşte mentorlerimden gözlemlediğim şeylerin bir listesi. Umarım yararlı da bulursunuz:
“Çalışmayı seviyorum çünkü bu beni genç tutuyor.” Mentorlarımdan biri yetmişli yaşlarındaydı. Bilim insanlarına inanıyorsanız, sadece birkaç iyi beyin hücresi olan paslı yaşlı bir adam olmalı. Aslında, hayati öneme sahip bir insandır. İyi genler? Olabilir. Bu konuda düşünecek zamanı yok.Sadece bir şeyler yapıyor.
“Yetişkinlerin izin istemesine gerek yok.” İzinler…Onlar iyi bir engelleyici.Bir şeye inanıyorsan,yap gitsin.Eğer işler kötü giderse,en başında izin almaktansa af dilemek her zaman daha iyi olacaktır.
“Her zaman şikayet eden insanlar başımı ağrıtıyor.” Oyunbozan olmayın.
“İnsanlar gitmek isterse. Bırak onları. Ve onlara iyi dileklerini söyle.” Hayatta arkadaşlarınız, meslektaşlarınız, çalışanlarınız,patronlarınız ve sevgiliniz gibi bir çok insan kaybedeceksiniz.Kahretsin ki bu oluyor ve hayat devam etmek zorunda.Gün gelir en samimi arkadaşınız bile düşmanınız oluverir.Aldırış etmeden hayata devam etmeniz gerektiğini bilin.Ve asla kin gütmeyin.
“Kariyerin hakkında akıllı ol.” Bir koyun gibi davranmayın.Herkesin aynı şeyler için yarıştığının farkına varın.Gözünüzü açın ve başarıya odaklanın.Evet bu mümkün.Hayat o kadar da kötü değil.
“İnsanlara iyi davranın. Dünya Küçük." Biz insanlar duygusal varlıklarız.Ve duygular bize tuhaf şeyler yaptırabilir.Bunu önleyin ve insanlara saygılı olun.
"Hayat adil değil. Geç bunları." Evet anlıyorum.Üzgünsün. O kampanyadan yararlanamadın. Çekilişe katılamadın.Kimse ürününle ilgilenmiyor. Bunlar olağan şeyler. Bir dahaki sefere daha iyi olmak zorundasın.
"Kendini bil. Aynı zamanda sektörünüzü, iş alanınızı, arkadaşlarınızı, düşmanlarınızı, rekabetinizi de bil. ” Bireysel farkındalık,kişisel gelişimin ilk adımıdır. Kariyerinizi gerçekten ilerletmek istiyorsanız aynı zamanda çevrenizinde farkına varmalısınız. Aksi takdirde sadece kendini düşünen bir bencil olursunuz.
“Her zaman her şeyin en iyisini yaparım.” Tutkulu olduğun şeyleri aramayı bırak ve şımarık bir velet olma.Sadece hayatın tadını çıkar,eğlen,rahat ol.Bunları yapmak için hayalindeki işe veya milyon dolarlara ihtiyacın yok.
“İnsanlar hazır olmadığında, bundan nefret ediyorum.” Bir sonraki işiniz ne olursa olsun küçümsemeyin ve iyi hazırlanın.Bir amatör ve profesyonel arasındaki fark tam da bu.Artık bu lanet şeyin farkına var.
“Zor şeyler her zaman zor kalacaktır. İşler ertelenerek kolaylaşmaz. ” Önemli bir mülakat, insanları işten çıkarmak, hataları kabul etmek, özür dilemek…Bu gibi zor durumlara asla alışamayacaksın. Bu yüzden üstesinden gelmeye bak.
“Herkes senin gibi düşünmeyebilir.” İnsanlar sık sık şöyle söyler: “O beni hiç anlamıyor.” Ya tam tersi ise ?İnsanlar farklıdır.Kendini karşındaki kişinin yerine koymayı dene.
“Kötü insanlar sadece kendilerini incitiyorlar. Onlar için üzülüyorum." Asla kötü insanlara geri dönmeye çalışmayın. Onlar zaten kötü insan olarak cezalandırılmış.
“Her zaman bir yan iş vardır” Herkes bağımsız olarak para kazanabilmeli. Değerli bir şey üretin. İnsanlar buna para ödediğinde artık iş dünyasındasınız demektir. Sahip olduğunuz her ek iş, kolunuza bir bilezik daha takmak gibidir.
"Her şey sona erdi." Sağlığın, ilişkilerin, ailen, işin. Hepimiz biliyoruz ki her şey bir gün bitecek. Sadece sahip olduğun şeyler için şükrettiğinden emin ol. İşte bunu yapmazsan her şey o zaman biter.Sen de öyle.
“Her zaman başarısız oluyorum. Sadece pes etmiyorum.” Başarısızlık gereğinden fazla abartılıyor. Ve biz bunu çok duygusal bir hale getirdik. ”Her şeyi mahvettim” Hayır, etmedin.Vazgeçersen, işte o zaman mahvedersin.
“Neden herkes her zaman mutlu olmak istiyor?” Üzgün veya sinirli olmakta korkulacak bir şey yok.Bu duygulara takılıp kalmayın yeter.
“İnsanlar kendi seslerine âşık.” Bazen çenenizi kapatıp başkalarını dinlemek iyidir.İyi bir dinleyici olursanız insanlar da sizi dinleyecektir.
“Fabrikasyon eğlenceden nefret ediyorum. Eğlenceli değil zira.” Tanrı aşkına, aptal ofis partilerinde insanlara eğlenmelerini söylemekten vazgeç. Hiç eğlenceli değil. Rahatla ve insan gibi davran, takım elbise giymiş tuhaf bir robot gibisin.
Dinlenmek çalışmaktan daha önemlidir. Dinlenme ve bekleme sanatını öğrenmek oldukça zordur. Bu konuda hepimiz huzursuz ve kaygılıyız. Bir şeyler hemen,şu anda olsun istiyoruz. Bir saniye nefes al, rahatla ve akışına bırak.
“Umurumda değil.” Mentörlerimden bu cümleyi ne kadar duyduğumu size anlatamam. Her nasılsa, mutlu insanlar çoğu şeyi önemsemiyorlar ve bence böyle yaptıkları için mutlular.
“Amacım her gün yeni bir şeyler öğrenmek.” Öğrenmek, isteyerek yapılan bir iştir. Kendinize her gün bir şeyler öğrenmek istediğinizi hatırlatın, zorunda olduğunuzu değil.
Bugün hangi yeni şeyi öğrendin? Bu listeyi yazdıktan sonra, bildiğim her şeyi diğerlerinden de öğrendim. Bu beni aptallaştırıyor mu? Zaten umurumda değil. Dinlenme zamanı...