top of page

Blog Posts

Atom Çağı’nın Doğuşu ve Terk Edilmiş Yedi Nükleer Test Sahası

Updated: Oct 8, 2023

Dünyanın nükleer güçleri, gezegenimizin devasa karasal alanları üzerinde bir çok yıkıcı etkilere sebep oldu…


Atom Çağı’nın doğuşu, New York çölünde, Manhattan Projesi kapsamında nükleer silahlarla ilgili ilk başarılı testinin yapıldığı 16 Temmuz 1945'te gerçekleşti. Sadece bir ay sonra, Japonya’ya atom bombaları yağdırıldı, Hiroşima ve Nagazaki şehirleri haritadan silindi ve bu, II.Dünya Savaşı’nın sona ermesine neden oldu.

Bugün, tüm nükleer testlerin yapılmasını önlemek için 1996 yılında imzalanan Nükleer Test Yasağı Anlaşması’nın kısmen yürürlükte olduğu bir çağda yaşıyoruz. Ancak bu yasa yürürlüğe girmeden önce, dünyanın dört bir yanındaki farklı güçler tarafından uzak adalarda, atollerde ve çöllerde 2.000'den fazla nükleer test patlaması gerçekleştirildi.


İşte bu nükleer testler genellikle halka açık olan 7 ayrı test sahasında gerçekleştirildi, ve buralar Soğuk Savaş dönemini ve bu yerlerin en iyi şekilde terk edilmiş olması gerçeğini bizlere her daim hatırlatıyor.


Bu test sahalarını öğrenmek ister misiniz?

1| Her şeyin başladığı yer: Trinity, New Mexico

Patlamadan saniyeler sonra Trinity üzerinde bir mantar bulutu oluştu, Kaynak: Wikimedia

Atom Çağı, “Trinity” kod adı altında bir nükleer bomba olan “Gadget”in patlatılmasıyla doğdu. Bu bomba, ağaçları yok eden, 193 km uzaklıktaki pencereleri dahi havaya uçurabilen ve hatta kumu cam parçalarına dönüştürerek 600 metrelik çapta bir ateş topuna dönüşen 13 kiloluk bir plütonyum cihazıydı.


Günümüzde dünyanın ilk nükleer bombalarının patlatıldığı nokta olan “Trinity Test Sahası”ında bir dikilitaş anıtı durmaktadır. Test sahasının olduğu alan bugün tamamen halka kapalı olmasına rağmen, her yıl Nisan ayının ilk Cumartesi günü ziyarete açılıyor.


Trinity sahası dikilitaş anıtı, Kaynak: Wikimedia

Atom çağını başlatan “Gadget” bombasının tasarımı, Nagasaki üzerinde patlatılan Fat Man bombasının tasarımına çok benziyordu.

 

2| Güney Pasifik Test Sahası

Güney Pasifik Test Sahası, Kaynak: Wikimedia

Güney Pasifik Test Sahası, ABD hükümeti tarafından 1946–1962 yılları arasında nükleer testler için belirlenen Pasifik Okyanusu’nun bir bölümüdür. Güney Pasifik’teki adalar ve atoller bu süre zarfında ABD tarafından yüzden fazla nükleer denemede kullanıldı.


Soğuk Savaş döneminde, neyse ki hiçbir zaman bir kırılma noktasına ulaşmasa da, bu adalardaki birkaç alan bugünün dünya güçlerinin nükleer savaşı ciddi şekilde düşündüğü zamanları hatırlatması hasebiyle birer anıt niteliği taşıyor.


1970'lerde ABD hükümeti Güney Pasifik Test Sahasındaki patlamaların çoğunun bıraktığı yaygın radyoaktif kalıntıları temizlemeye başladı. Bu atığın çoğunu boşaltmak için Runit Adası’nda 111.000 metreküplük bir delik açıldı.


Temizleme işlemi tamamlandıktan sonra, bir buçuk metre kalınlığında ve 100.000 metrekare alanı kaplayan büyük bir beton kubbe deliğin üzerine inşa edildi daha sonrasında. “Kaktüs Kubbesi” olarak adlandırılan bu yapı, Londra’daki 02 Arena’ya biraz benziyor.


2015 yılında bilim adamları, iklim değişikliğinden kaynaklanan deniz seviyelerinin yükselmesinin, kubbeden nükleer kalıntıların okyanusa dökülmesine neden olabileceği konusunda uyarılarda bulundu ve hala büyük endişe duyuluyor.


Kaktüs Kubbesi, Runit Adası, Kaynak: Wikimedia

Ayrıca, Güney Pasifik Test Sahasının bir parçası olan, Castle Bravo’da gerçekleştirilen nükleer testler tarihin en yüksek nükleer serpinti seviyesine sebep oldu. Yakınında mevcut olan Marshall Adalarında yaşan insanlar, testler yapıldığından beri, ABD’den milyonlarca dolar parasal yardım alıyor.


Bir Japon balıkçı teknesi olan Daigo Fukuryū Maru da bu serpintiden etkilenerek mürettebatın çoğunun hastalanmasına ve 15.3 milyon dolarlık bir tazminat ödemesi için Japonya ile ABD arasında siyasi bir anlaşmaya neden oldu.

 

3| Semipalatinsk: Sovyetler Birliği’nin Ana Test Sahası

Semipalatinsk’te gerçekleştirilen nükleer bir testin neden olduğu bir krater, Kaynak: Wikimedia

Birçoğu kısmen suyla dolu olan çok sayıda kraterden oluşan, 1949–1989 yılları arasında eski Sovyet şehri Semipalatinsk’te gerçekleştirilen 456 nükleer testin kanıtı niteliğinde bir sahadır burası. Burada gerçekleştirilen testlerin 340'ı yeraltı patlamaları şeklinde iken, 116'sı bugünün Kazakistan’ında, Semey olarak bilinen bölgesinde gerçekleşen atmosferik patlama testleriydi.


ABD’nin Güney Pasifik Test Sahasının aksine; Semipalatinsk Test Sahası, büyük yerleşimlere nispeten daha yakın bir konumdadır.


Aslında, Semipalatinsk Test Sahası, Sovyetler Birliği’nin Semipalatinsk şehrinde yaşayan 200.000 insanı uyarmadan nükleer testleri yapması nedeniyle korkunç bir mirasa sahiptir.

Bir çok bilim adamı, o zamanlardan beri bölgedeki daha yüksek kanser oranlarını ve bir milyondan fazla sağlık sorunu teşhisini, habersiz olarak gerçekleştirilen testlerin neden olduğu nükleer serpinti ile ilişkilendirir. Kazakistan’daki bir nükleer karşıtı hareket, bu nükleer testlere karşılık doğrudan bir tepkiydi ki bu hareket 1989 yılında yazar Olzhas Suleimenov tarafından kurulmuştur ve 1991'de Semipalatinsk Test Sahasının kapanmasını da sağlamıştır.

 

4| Çar Bombası ve Dünyanın En Büyük Atom Patlaması

Çar Bombasının oluşturduğu mantar bulutu, Kaynak: Wikimedia

Novaya Zemlya’nın çok uzak bir yerinde, Sovyetler Birliği 1961 yılında “Çar Bombası” olarak da bilinen dünyanın en büyük nükleer patlamasını gerçekleştirdi.


Bu bölge, 1954'te nükleer test bölgesi olarak belirlendi ve sonraki 35 yıl boyunca 224 nükleer testin gerçekleştirildiği bir yer oldu.


Çar Bombası’nın neden olduğu ateş topu yaklaşık 8.5 km genişliğindeydi ve 10.5 km irtifaya ulaşmıştı, bu da onu kullanan Tu-95 bombardıman uçağı ile aynı yüksekliğe tekabül ediyordu. Toplam yıkım bölgesi 35 km idi, yani tüm şehirleri mükemmel bir şekilde tahrip edebilecek bir mesafeydi bu.

 

5| Nevada Ulusal Güvenlik Test Sahası

Nevada çölündeki bir nükleer test patlaması sonucunda meydana gelen toz bulutunun adeta bir giyinmiş manken formundaki görüntüsü

Okuyucularımızdan bazıları, ideal bir Amerikan ailesinin hayatlarının bir noktasında, Nevada çölündeki bir nükleer test patlaması sonucunda meydana gelen toz bulutunun adeta bir giyinmiş manken formundaki görüntüsünü hatırlayacaktır.


Günümüzde Nevada Ulusal Güvenlik Sahası olarak bilinen Nevada Test Sahasında yapılan testler arasında “Operasyon Çaydanlığı” olarak da adlandırılan 14 ayrı nükleer test patlaması gerçekleştirildi.


Apple-2 nükleer testi için yapılmış iki katlı model bir ev, Kaynak: Wikimedia

Bu nükleer operasyonlar sırasında, yukarıdaki resimde gösterildiği gibi model evler, yapıların patlamalarla nasıl başa çıkacağını test etmek için nükleer patlamaların gerçekleştirildiği test sahasından farklı mesafelere inşa edildi. Bu eğreti evler büyük ölçüde, daha doğrusu, “Doom Town” olarak adlandırılırdı.


1950'lerde, Las Vegas şehrinden 105 km uzaklıktaki Nevada test sahasında gerçekleştirilen patlamalardan kaynaklanan sismik etkiler şehir merkezinden de hissedildi. Şehirden de görülebilen mantar bulutları, bu bölgeyi bir turistik cazibe merkezi haline getirdi.

 

6| Kiritimati Adası Dünyanın Üçüncü Nükleer Gücü Tarafından Test Edildi

Kaynak: Wikimedia

ABD ve Sovyetler Birliği tarihe geçecek olsalar da, Atom Çağı’nın en büyük oyuncuları oldukları bir aldatmacadan ibaret de olsa, tarihi olarak en büyük nükleer cephaneliğe sahip olan İngiltere, üçüncü dünya gücüdür ve aynı zamanda yıkıcı bir mirasa da sahiptir.


Mayıs 1957'de İngiltere, ilk başarılı hidrojen bomba testini Malden Adası’nda gerçekleştirdi. İngiltere ve ABD kuvvetleri tarafından Malden Adası ve Kiritimati (Noel) Adası’nda yapılan birkaç testten ilki oldu. 1969'a kadar testler durduruldu, ancak etkileri bugün hala hissediliyor.


Kiribati’nin BM kalıcı temsilcisi 2015 yılında yaptığı bir açıklamada, “Bugün insanlarımız hala radyasyona maruz kalmaları nedeniyle daha yüksek kanser oranları, özellikle tiroid kanseri olmaları hasebiyle nükleer testlerin uzun vadeli etkilerinden çok muzdariptir.” dedi.

 

7| Lop Nur: Çin’in Nükleer Test Sahası

Çin’in İlk nükleer bomba testi: “596”, Kaynak: Wikimedia

Çin’in İlk nükleer bomba testi 1964'te Lop Nur’da gerçekleştirildi ve kod adı “596” idi. Sonrasında bunu, 17 Haziran 1967'de ilk kez bir hidrojen bombasının testi izledi. 100.000 kilometrekarelik bir alanı kaplayan Lop Nur, yaklaşık yirmi katına kadar dünyanın en büyük nükleer test sahasıdır.


Bu sahada, 1964 ve 1996 yılları arasında 45 ayrı nükleer test daha gerçekleştirildi. Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi, sahada yapılan testler de yerli halkın yanı sıra küresel bir kitlenin eleştirisiyle de karşı karşıya kaldı.


2009 yılında, testlere karşı çıkan ve bu testleri “şeytanın davranışı” olarak adlandıran Jun Takada adlı bir Japon bilim adamı, Çin’de 190.000 kişinin testlerden kaynaklanan nükleer hastalıklardan ölebileceğini tahmin eden bir bilgisayar simülasyonu geliştirdi.


29 Temmuz 1996'da Çin, Lop Nor’da 45'inci ve son nükleer testini gerçekleştirdi ve ardından tüm nükleer testleri durdurduğunu açıkladı.

Bugün, Nükleer Test Yasağı Anlaşması sayesinde, ulusların tüm nüfusu yok edebilen ve çok büyük topluluklar için yıkıcı sonuçlara yol açabilecek test silahlarını büyük ölçüde durdurduğu bir dünyada yaşıyoruz.


Her ne kadar birçok ülke bu antlaşma tarafından belirlenen yasağa uysa da, henüz tam olarak uygulanmamaktadır. Çünkü Çin, Mısır, İran ve ABD anlaşmayı imzalamışlar ancak onaylamamışken, Hindistan, Kuzey Kore ve Pakistan gibi ülkeler de henüz imzalamamıştır.


 

Destek olmak için bana bir kahve ısmarlayabilirsiniz :) ve E-Posta Bültenimize de üye olabilirsiniz…

 

Not: Bu makale 28.03.2020 tarihinde Medium sitesinde yayınlandı.

20 views0 comments
  • Beyaz LinkedIn Simge
  • Beyaz Facebook Simge
  • Beyaz Heyecan Simge

BU İÇERİĞE EMOJİ İLE TEPKİ VER

bottom of page