top of page
  • Beyaz LinkedIn Simge
  • Beyaz Facebook Simge
  • Xing
<< 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 - 8 - 9 - 10 - >>

Blog Posts

Yapay Zeka Devrimi: Korkuyu Yenip Geleceğe Liderlik Etmek

Tarihi bir dönüm noktasındayız. Bir zamanlar bir yenilik olarak görülen yapay zeka, hızla bir zorunluluk haline geldi. Bu dönüşümle birlikte, insanlığın en eski duygularından biri olan korku yeniden ortaya çıktı. Dünya genelinde hükümetler hızla düzenlemeler hazırlıyor, denetleme kurumları oluşturuyor ve tehlike çanları çalıyor. İş kayıplarından, kontrolden çıkan yapay zekaya ve hatta insanlığa yönelik varoluşsal tehditlere kadar pek çok endişe dile getiriliyor.


Geleceğe Bakış: Yapay Zeka Çağında Korkudan Liderliğe
Geleceğe Bakış: Yapay Zeka Çağında Korkudan Liderliğe

Ancak, her teknolojik ilerleme için yepyeni bir yasal çerçeve mi oluşturulmalı? Bence hayır. Adaletin temel prensipleri—dolandırıcılık, ayrımcılık, gizlilik ve kötüye kullanım gibi konuları düzenleyen ilkeler—zamansızdır. Bunların her teknolojik ilerleme için yeniden yazılması gerekmez; aksine, net bir şekilde yorumlanmalı ve cesurca uygulanmalıdır. Asıl zorluk, kuralların yokluğunda değil, onları anlama ve uyarlama becerimizin eksikliğinde yatmaktadır.


Bilinmeyenden Korkmak: İnsanlığın Değişmeyen Refleksi


Bilinmeyenden duyulan korku, insanlık tarihi kadar eski bir duygudur. Eski Yunanlılar bu içgüdüyü, basitçe inkar etmek ya da direnmek yerine sorgulamak ve derinlemesine araştırmak anlamına gelen skeptikos (σκεπτικός) kelimesiyle ifade etmişlerdir. Bu temkinli yaklaşım, dilimizde de "Bilmediğin kuyuya taş atma" gibi deyimlerle yankılanır.


Tarihsel süreçte, bilinmeyenlerin genellikle tehlikeli olduğu durumlarda bu tür bir ihtiyatlılık hayatta kalmamız için kritik bir rol oynamıştır. Ancak günümüzün sürekli yenilik üreten dünyasında, aynı refleks ne yazık ki ilerlemenin önünde bir engel teşkil edebilir.


İnovasyon ve Direnç: Tekrarlanan Bir Hikaye


Yapay zeka, toplumda endişe yaratan ilk teknoloji değil. Bir zamanlar elektriğin insan sağlığına zararlı olduğu düşünülmüş, bugün hayatımızın ayrılmaz bir parçası olan telefon bile başlangıçta doğal olmayan bir icat olarak görülmüştü.


İlerleme her zaman mevcut düzeni sarsar ve bu durum her zaman rahatsızlık verir. Ancak Türk atasözünün de dediği gibi, "Eskiye rağbet olsaydı, bit pazarına nur yağardı." Tarih bize gösteriyor ki, geleceğe direnmek geçmişi korumaz; sadece geleceği şekillendirme gücümüzü geciktirir.


Yapay Zeka: Bir Tehdit mi, Yoksa Kendimizin Bir Yansıması mı?


Çoğu zaman gözden kaçırılan bir gerçek var: Yapay zeka dışarıdan gelen bir güç değil, kendimizin bir uzantısı ve uygulamasıdır. Yazı, hafızamızı dışa aktarmamızı sağladı. Hesap makineleri, hesaplama becerilerimizi artırdı. Yapay zeka ise algılama, karşılaştırma yapma ve karar verme yeteneklerimizi güçlendiriyor.


Kissinger, Schmidt ve Huttenlocher, The Age of AI kitabında yapay zekanın sadece bir araç olmanın ötesine geçerek, bilgi ve irade kavramlarımızı sorgulayan paralel bir zeka biçimi haline gelebileceğini savunuyorlar. Makineler artık önceden programlanmış mantıkla değil, deneyimleyerek öğreniyorlar ve bunu bazen insani öğrenmeyi kısıtlayan korku veya utanç gibi duygusal yüklerden arınmış bir şekilde, daha hızlı yapıyorlar. Bu durum, sadece ne bildiğimizi değil, nasıl bildiğimizi de kökten değiştiriyor.


Yapay zeka geliştikçe, ona sorduğumuz sorular da olgunlaşmalı. Yapay zekayı sadece verimliliği artırmak için mi kullanacağız, yoksa o, değerlerimizi, etik kurallarımızı ve insanlığımızı da yansıtmalı mı? Yapay zeka şeffaf olmayan bir "kara kutu" mu olacak, yoksa temellerine şeffaflık, güven ve hesap verebilirlik ilkelerini yerleştirebilir miyiz?


Siemens: İnsanlığın Yararına Uygulanan Yapay Zeka


Siemens'te yapay zeka soyut bir kavram değil, somut bir amaca hizmet eden bir araçtır. Üretimde öngörücü bakımdan, enerji verimli akıllı altyapıya kadar pek çok alanda yapay zekayı endüstrinin dokusuna entegre ediyoruz. Amacımız, insan uzmanlığını ortadan kaldırmak değil, onu geliştirmek; çalışanların, mühendislerin ve karar vericilerin yeteneklerini artırmaktır.


En önemlisi, yapay zeka çalışmalarımızı şeffaflık ve güven ilkeleriyle yönlendiriyoruz. Genesis kitabında da belirtildiği gibi, en köklü değişim, zekanın icadı değil, tam olarak açıklayamadığımız bir şeye güvenebilme yeteneği olabilir. Bu nedenle Siemens, görünmeyeni anlaşılır kılmak için makine öğrenimini insan yargısıyla birleştirerek yatırım yapıyor.


Korkmak Değil, Öncülük Etmek


Gelecek, değişime direnenlerin değil, onu şekillendirenlerin olacak. Yenilikten korkmak ne kadar içgüdüselse, merak, hayal gücü ve keşfetme isteği de o kadar içgüdüseldir.


Artık yapay zekanın dünyamızı değiştirip değiştirmeyeceğini sorgulamamıza gerek yok, çünkü o bunu zaten yaptı. Asıl soru şu: Yapay zeka ile nasıl bir dünya yaratmak istiyoruz?


Yenilikler her zaman hayatımıza girmeye devam edecek. Bu durumda asıl mesele, onlara direnerek mi yoksa öncülük ederek mi yaklaşacağımızdır.


Referans: Hüseyin Geliş | gelis.org

1 Comment

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating*

BU İÇERİĞE EMOJİ İLE TEPKİ VER

LinkedIn newsletter...

bottom of page