Trafolarda Isıl Yönetim: Soğutma Ekipmanlarının Kritik Rolleri
- Hüseyin GÜZEL
- 6 days ago
- 11 min read
Güç trafolarının ömrünü ve güvenilirliğini doğrudan etkileyen kritik faktörlerden biri, etkili bir soğutma yönetimidir. Geleneksel trafo tasarımlarında sıcaklık artışı genellikle 55°C ila 65°C arasında sınırlandırılırken, Nomex gibi modern yalıtım malzemeleri sayesinde 95°C ve üzeri sıcaklıklarda çalışma imkanı doğmuştur. Trafoların belirtilen ömür beklentisini karşılaması için bu sıcaklıkların güvenli sınırlar içinde tutulması hayati önem taşır.

Ne yazık ki, günümüz endüstriyel koşullarında, trafolar genellikle etiket değerlerinin ötesinde yüklere maruz kalmakta, bu da sargı sıcaklıklarının yükselmesine neden olmaktadır.
Bu sıcaklık artışının ana kaynağı, özellikle artan yük akımına bağlı olarak yükselen I^2R kayıplarıdır.
Yüksek sıcaklıklar, trafo yalıtım malzemelerinin bozulmasını hızlandırarak beklenen ömrünü ciddi şekilde kısaltır. Geleneksel görüşe göre, her 10°C'lik sıcaklık artışı, yalıtımın ömrünü yarıya düşürmektedir.
Bu nedenle, trafonun çalışma sıcaklığını optimum aralıkta tutmak, uzun vadeli performans için elzemdir.
Bu makale, güç tasarım mühendislerinin müşteri spesifikasyonlarına uygun olarak belirledikleri çeşitli trafo soğutma ekipmanlarını ve bu ekipmanların trafonun verimliliği ve ömrü üzerindeki etkilerini ayrıntılı olarak ele alacaktır.
İçindekiler Tablosu:
Ek (PDF) 🔗 "Transformer Engineering Handbook"nı İndirin
1| Trafo Pompaları
Transformatör veya reaktörler için kullanılan yağ pompaları, IEC ve EN standartlarına uygun olarak tasarlanır ve ONAN, ONAF, OFAF gibi çeşitli soğutma tiplerinde görev alır. Bu pompalar, yağ-hava (OFAF/ODAF) veya yağ-su (OFWF/ODWF) ısı eşanjörlerinin zorunlu yağ sirkülasyonu için kritik öneme sahiptir.
Pompalar, 50 Hz veya 60 Hz frekanslarda çalışabilen üç fazlı motorlarla donatılmıştır ve farklı voltaj/bağlantı gereksinimlerine göre seçilebilir. İhtiyaç halinde özel tasarımlar da mümkündür. Motor ve terminal kutusu için minimum IP54 koruma sınıfı sağlanır.
Bu pompaların en önemli özelliklerinden biri, motor ve pompanın tek bir kapalı ünite içerisinde yer almasıdır. Bu sayede, yağ akışı sadece soğutma görevini yerine getirmekle kalmaz, aynı zamanda motorun soğutulmasından ve yatakların yağlanmasından da sorumludur. Bu entegre tasarım, verimliliği ve güvenilirliği artırır.
Üç farklı tipte pompa kullanılmaktadır:
Radyal çarklı eksenel pompalar
Radyal çarklı açılı veya dirsek tipi pompalar
Pervane tipi çarklı eksenel pompalar.
1.1| Radyal Çarklı Eksenel Pompalar
Yağ-hava ve yağ-su ısı eşanjörleri gibi yüksek akış direncine sahip sistemlerde, radyal çarklı eksenel pompalar tercih edilir. Bu pompaların en belirgin özelliklerinden biri, kapalıyken yağın çok az miktarda geçişine izin vermesidir. Bu durum, transformatörde termo-sifonik etkinin (doğal dolaşımın) minimum düzeyde kalmasına veya hiç oluşmamasına neden olur.
Bu pompalar, yağı içi boş bir şafttan eksenel olarak çarka doğru yönlendirir. Eksenel spiral bir gövde tasarımı sayesinde yağ basıncı oluşturulur. Farklı çark çapları, pompanın transformatörün özel soğutma gereksinimlerine göre esnek bir şekilde uyarlanabilmesini sağlar.
Genellikle bu tip bir pompa, 0,24 bar ile 2,2 bar arasında bir nominal basınçta, 25 m³/sa ile 300 m³/sa arasında geniş bir debi aralığı sunabilir.
Şekil 1 – Radyal çarklı bir eksenel pompanın tipik görünümleri

1.2| Radyal Çarklı Açılı veya Dirsek Tip Pompalar
Dirsek tipi veya açılı pompalar, yüksek akış direncine sahip yağ-hava ve yağ-su ısı eşanjörlü transformatörlerde kullanılan özel bir radyal çarklı pompa türüdür. Bu pompaların en önemli avantajı, yerden tasarruf sağlayan kompakt tasarımlarıdır.
Pompanın içinde bulunan radyal çark, dönerek yağı devreye iter ve gerekli basıncı oluşturur. Bu basınç, yağı trafonun soğutma döngüsü içinde dolaştırırken, aynı zamanda pompanın yataklarının soğutulmasını ve yağlanmasını da sağlar.
Dirsek tipi pompalar, genellikle 0,5 ila 1,3 bar nominal basınçta, 25 ila 250 m³/sa arasında bir debi aralığı sunar. Bu özellikleri sayesinde, dar alanlarda etkili bir soğutma çözümü arayan mühendisler için ideal bir seçenektir.
Şekil 2 – Radyal Çarklı Dirsek Tipi Pompanın Tipik Görünümleri

1.3| Pervane Tipi Çarklı Eksenel Pompalar
Pervane tipi eksenel pompalar, genellikle radyatör veya radyatör gruplarına sahip ve ONAN/ONAF gibi hem doğal hem de zorunlu soğutma aşamaları bulunan transformatörlerde kullanılır. Bu pompaların en önemli özelliği, kapalı olduklarında yağın doğal dolaşımını (termo-sifonik akışı) neredeyse hiç engellememeleridir. Bu sayede, pompa çalışmadığında dahi yağın radyatörler aracılığıyla soğutulması mümkün olur.
Bu tip bir pompa, düşük basınç gerektiren sistemler için idealdir. Genellikle 0,07 bar ile 0,3 bar gibi düşük nominal basınçlarda, 35 m³/sa ile 300 m³/sa arasında geniş bir debi aralığı sunar. Bu özellikleri, doğal soğutmanın da önemli olduğu sistemlerde enerji verimliliği ve esneklik sağlar.
Şekil 3 – Pervane Tipi Çarklı Bir Eksenel Pompanın Tipik Görünümleri

1.4| Pompa Seçimi ve Boyutlandırma Kriterleri
Bir transformatör soğutma sisteminde kullanılacak pompanın boyutu, birden fazla kritik parametreye göre belirlenir. Bu parametreler şunlardır:
İstenen Yağ Hacim Debisi: Soğutma sisteminin verimli çalışması için gereken yağ akış miktarı.
Basınç Düşüşü: Soğutma devresindeki (transformatör, soğutucu, boru hattı, bağlantı parçaları ve pompa dahil) toplam basınç kaybı.
Paralel Pompa Sayısı: Sistemde birden fazla pompa kullanılıp kullanılmayacağı.
Boru Hattı Çapı: Pompanın bağlanacağı boru hattının nominal boyutu.
Bu amaçla, her üretici ve her pompa tipi için özel olarak hazırlanan pompa karakteristik eğrileri kullanılır. Bu eğriler, pompanın basma yüksekliğini (basınç) ve yağ debisini gösterir.
Sistem karakteristik eğrisi ile pompa karakteristik eğrisinin kesişim noktası, pompanın çalışma noktasını belirler. Bu çalışma noktasında pompanın sağlayacağı yağ debisi, basınç ve gürültü seviyesi gibi özelliklerin, transformatörün soğutma gereksinimlerini eksiksiz karşılaması esastır. Bu sayede, hem soğutma verimliliği hem de sistemin güvenilirliği sağlanmış olur.
Şekil 4 – Pompa boyutunun tanımı

2| Trafo Soğutma Fanları
ONAF, OFAF veya ODAF gibi hava soğutmalı transformatör ve reaktörlerde, eksenel akışlı fanlar kullanılır. Bu fanlar, genellikle IEC ve EN standartlarına uygun olarak üretilir ve transformatörün verimli bir şekilde soğutulması için hayati öneme sahiptir.
Fan motorları, sisteme bağlı olarak üç fazlı veya tek fazlı AC ya da DC motorlarla çalışabilir. Hem harici hem de dahili rotorlu motor seçenekleri mevcuttur. Motor ve bağlantı kutusunun koruma sınıfı en az IP54 olup, harici rotorlu motorlar için de genellikle bu sınıf kullanılır.
Bu fanlar, standart olarak -25°C ila 40°C arasındaki ortam sıcaklıkları için dış mekan montajına uygun şekilde tasarlanmıştır. Ancak, daha yüksek sıcaklıklar (örneğin 55°C) ve daha yüksek koruma sınıfları (örneğin IP55) için özel üretim seçenekleri de bulunur. Fanlar, herhangi bir şaft pozisyonuna monte edilebilir ve korozyon koruması, monte edildikleri ortam koşullarına göre belirlenir.
Fan tertibatı, motor, fan gövdesi, çark/kanatlar ve koruma ekranlarından oluşur. Radyatör soğutma fanları hem giriş hem de çıkış taraflarında koruyucu ekranlarla donatılırken, yağ-hava ısı eşanjörleri için genellikle fanın dış tarafında tek bir ekran yeterlidir. Bu koruyucu ekranlar, IEC ve EN normlarına göre IP2X koruma sınıfına sahiptir ve personelin dönen fan kanatlarıyla temasını engeller.
Şekil 5 – Tipik bir trafo fanı tasarımı

Bir transformatör soğutma fanının performansını belirleyen temel parametreler; hacimsel debi (m³/s), statik basınç (Pa), gürültü seviyesi (dB) ve çark çapıdır (mm). Eksenel fanlar, tipik olarak düşük statik basınçla yüksek hacimsel debi sağlamalarıyla bilinir. Bu özellik, transformatör soğutma sistemlerinin düşük basınç düşüşü gereksinimleriyle uyumludur.
Fan çarklarının çapları, transformatörün boyutuna ve soğutma ihtiyacına göre değişir. Küçük güç transformatörleri için 400 mm'den, çok büyük transformatörler için 1600 mm'ye kadar farklı çaplarda fanlar kullanılabilir.
Fan seçimi, sistemin özel ihtiyaçlarına göre yapılır. Fanların performansını gösteren karakteristik eğriler, seçim sürecinde hayati bir rol oynar. Bu eğriler, farklı hızlarda ve sabit hava yoğunluğunda (örneğin 1,2 kg/m²) fanın sağladığı hacimsel akışın statik basınca göre nasıl değiştiğini gösterir.
Sistem karakteristik eğrisi ise, soğutma sisteminin akış direncini temsil eder ve hacimsel akışla karesel olarak artar. Bu eğrinin, fanın karakteristik eğrisiyle kesiştiği nokta, fanın çalışma noktasıdır. Bu noktada fanın sağladığı hacimsel akış, statik basınç ve gürültü seviyesi gibi özelliklerin, transformatör soğutma sisteminin tüm gereksinimlerini karşılaması gerekir. Bu hassas hesaplamalar, verimli ve güvenilir bir soğutma sistemi için kritik öneme sahiptir.
Şekil 6 – Tipik trafo fan performans eğrisi

3| Trafo Soğutma Radyatörleri
Radyatörler, transformatör soğutma sistemlerinin temel bileşenlerinden biridir. Bu paneller, transformatör tankının dışına monte edilerek içerideki ısınmış yağın dışarıya, yani ortam havasına transfer edilmesini sağlar.
Radyatörler, sundukları düşük maliyetli ve yüksek verimli çözümler sayesinde genellikle en çok tercih edilen soğutma elemanlarıdır. İçlerindeki minimal akış direnci sayesinde termo-sifonik etkiyi (ONAN) destekleyerek yağın doğal dolaşımını kolaylaştırırlar. Aynı şekilde, dış yüzeylerindeki düşük hava akış direnci de doğal hava konveksiyonlu (ONAN) ve zorlamalı hava (ONAF/OFAF) soğutma sistemleri için idealdir.
Radyatörler, transformatörlere farklı şekillerde monte edilebilir:
Doğrudan transformatör tankına
Ek bir kolektör aracılığıyla
Transformatörün yakınına, ayrı bir soğutucu bank olarak
Bu esnek montaj seçenekleri, radyatörlerin çok çeşitli transformatör tipleri ve boyutları için uygun çözümler sunmasını sağlar.
Şekil 7 – Sol: Soğutma prensipleri; Sağ: Tank üstü radyatörler

Şekil 8 – Sol: Ek kollektörlü trafo; Sağ: Ayrı radyatör grubuna sahip trafo

3.1| Radyatör Çeşitleri ve Montaj Seçenekleri
Radyatörler, IEC ve EN standartlarına göre farklı tiplerde sunulur:
Aynı uzunlukta flanş ve elemanlara sahip radyatörler
Flanş ve alçak üst bağlantıya sahip radyatörler
Farklı uzunlukta flanş ve elemanlara sahip radyatörler
Doğrudan transformatör tankına monte edilen radyatörler için ise özel tasarımlar mevcuttur. Örneğin, ek bir kollektör olmadan ve tank yüksekliğini artırmadan yüksek radyatör montajı sağlamak ya da demiryolu taşıma kısıtlamalarına uyum sağlamak için özel tipler kullanılır.
3.2| Ek Kolektör ve Ayrı Soğutucu Bankı Montajı
Gerekli tüm radyatörlerin transformatör tankına doğrudan monte edilemediği durumlarda, ek kolektörler aracılığıyla montaj yapılır. Bu yöntem, zorlamalı yağ akışı için pompaların kullanıldığı sistemlerde verimliliği artırmak amacıyla da tercih edilebilir.
Çok yüksek güçteki transformatörler, gürültü muhafazaları içindeki transformatörler veya saha kısıtlamalarının olduğu durumlar için radyatörler, transformatörden ayrı bir soğutucu bankı olarak konumlandırılabilir. Bu düzenlemede radyatörler, kolektörleri içeren ve zemine monte edilmiş bir çerçeve üzerine yerleştirilir.
Bakım ve montaj kolaylığı için, tüm bu sistemlerde bağlantı boruları ve uygun izolasyon vanaları kullanılması gereklidir. Bu, sistemin esnekliğini ve servis edilebilirliğini artırır.
Şekil 9 – Trafo radyatör tipleri

3.3| Trafo Radyatör Elemanlarının Yapısı ve Özellikleri
Radyatör elemanları, minimum 1,0 mm kalınlığında çelik sacdan yapılmış iki kaynaklı yarım kabuktan oluşur. Bu panellerin yüzeyine preslenen kanallar, yağın akışı için yollar oluşturur. Bir elemanın kalınlığı (D) yaklaşık 12 mm olup, elemanlar arası mesafe genellikle 45 veya 50 mm'dir. Bu optimizasyon, hem yağ hem de hava kanallarının ısı transferi için en verimli boyutta olmasını sağlar.
Bir panelin genişliği yaklaşık 520 mm'dir. Yağ kanalları, elemanların üst ve alt kısımlarında özel olarak şekillendirilmiş uçlar aracılığıyla kolektör borularına (1) bağlanır. Kolektörler arasındaki radyatör yüksekliği, 800 mm ile 3.500 mm arasında ve 100 mm'lik adımlarla seçilebilir. Bir radyatörde maksimum 35 eleman kullanılabilir.
3.4| Montaj, Bakım ve Koruma
Nakliye, bakım veya onarım işlemlerini kolaylaştırmak için radyatörler, kelebek vanalar ile bağlanır. Bu sayede, transformatörün veya diğer radyatörlerin yağını boşaltmaya gerek kalmadan tek bir radyatör sökülebilir. Her radyatörde, yağı boşaltmak için bir tahliye tapası (3) ve yağı doldurmak/havasını almak için bir havalandırma tapası (2) bulunur. Ayrıca, kaldırma işlemleri için bir kaldırma halkası da mevcuttur.
Korozyona karşı koruma, radyatörlerin monte edileceği ortam koşullarına göre boya veya galvanizleme ile sağlanır. Bu, radyatörlerin ömrünü uzatmak ve performanslarını korumak için kritik bir adımdır.
4| Yağ-Hava Isı Eşanjörleri (Hava Üflemeli Soğutucular)
Yağ-hava ısı eşanjörleri, yüksek miktarda ısının kompakt bir şekilde dağıtılması gerektiğinde kullanılan OFAF veya ODAF tipi soğutuculardır. Bu sistemler, hem yağ hem de hava tarafındaki soğutma yüzey alanlarını artırarak genel soğutucu boyutunu minimuma indirir. Bu, özellikle arsa maliyetlerinin yüksek olduğu veya sınırlı alanın bulunduğu durumlarda önemli bir avantaj sağlar.
Kompakt yapıları sayesinde, olası bir yağ sızıntısı durumunda daha az yer kaplayarak daha küçük bir toplama çukuru gerektirirler. Tipik bir yağ-hava ısı eşanjörü (bkz. Şekil 10) aşağıdaki ana bileşenlerden oluşur:
Isı Değişim Boruları: Isı transferini maksimize etmek için kanatlı, eliptik demir borular veya alüminyum/bakır kanatlı dairesel bakır borular kullanılır. Bu borular, çelik plakalara yerleştirilerek kolektörlere bağlanır.
Fanlar: Soğutucu gövdesine bağlı eksenel akışlı, motor tahrikli fanlar bulunur. Bu fanlar, boruların üzerinden zorlamalı hava akışı sağlayarak soğutma verimliliğini artırır.
Pompalar: Yağ sirkülasyonunu sağlamak için pompalar kullanılır ve kolektör flanşlarına bağlanır.
Bu entegre tasarım, trafonun etkili bir şekilde soğutulması için güçlü ve verimli bir çözüm sunar.
Şekil 10 – Tipik bir trafo yağ-hava ısı eşanjörü

Yağ-hava ısı eşanjörleri, sistemin ihtiyaçlarına göre yatay veya dikey olarak monte edilebilir. Bu soğutucular, transformatör tankına doğrudan dikey olarak bağlanabilir veya transformatörden bağımsız, ayrı bir konumda yerleştirilebilir. Bu esneklik, saha koşullarına ve tasarım gereksinimlerine uyum sağlar. IEC ve EN standartları, farklı üreticilerin ürünlerinin uyumlu olmasını ve kolayca monte edilebilmesini sağlamak için gerekli boyutlandırma ve gereklilikleri belirler.
Bir soğutucunun boyutu ve kapasitesine bağlı olarak, üzerinde bir veya daha fazla fan bulunabilir. Soğutma kapasitesini artırmak için bu ısı eşanjörleri çeşitli konfigürasyonlarda bir araya getirilebilir. Örneğin, %100 nominal soğutma için tek bir ünite, %50 soğutma için iki ünite veya %25 soğutma için dört ünite kullanılabilir.
4.1| Güvenilirlik ve Enerji Verimliliği
Sistem güvenilirliğini artırmak için, nominal %100 soğutma kapasitesini sağlayan ünitelere ek olarak, bir soğutucunun bakımı veya arızası durumunda tam kapasiteyi korumak amacıyla genellikle bir adet yedek soğutucu ünitesi bulundurulur.
Küçük soğutma modülleri, enerji tasarrufu sağlayan ek özellikler sunar. Düşük yük koşullarında, transformatör sıcaklığı belirli bir seviyenin altındaysa, bu modüllerin fan ve pompaları otomatik olarak kapatılarak enerji tüketimi düşürülebilir. Bu, hem işletme maliyetlerini azaltır hem de sistemin genel verimliliğini artırır.
Şekil 11 – Dikey (sol) ve ayrı (sağ) olarak monte edilmiş Yağ-Hava Isı Eşanjörlü Trafo

5| Yağ-Su Isı Eşanjörleri
Yağ-su ısı eşanjörleri, transformatör soğutmasında havadan daha etkili bir ortam olan suyu kullanarak ısıyı dağıtır. Bu sayede, yağ-hava soğutmalı sistemlere kıyasla daha kompakt bir tasarım sunarlar. Bu soğutma tipi, özellikle enerji santralleri gibi su kaynağının kolayca erişilebilir olduğu yerlerde tercih edilir.
Soğutma sisteminin boruları, drenajları ve su haznesi için malzeme seçimi, kullanılacak suyun kalitesine bağlıdır. Soğutma suyunun analizi kritik öneme sahiptir, ancak bu suyun kalitesinin zamanla değişebileceği unutulmamalıdır.
5.1| Montaj ve Konfigürasyon
Yağ-su ısı eşanjörleri, sistemin ihtiyacına göre yatay veya dikey monte edilebilir. Transformatör tankına doğrudan bağlanabilir veya tekerlekli ya da makaralı bir taban üzerinde transformatörden ayrı bir ünite olarak konumlandırılabilir. Bu esneklik, farklı saha kısıtlamalarına uyum sağlar.
Sistem güvenilirliğini artırmak için, %100 soğutma kapasitesi sağlayan modüllere ek olarak, bir arıza veya bakım durumunda devreye alınmak üzere yedek bir soğutma modülü bulundurulması yaygın bir uygulamadır.
5.2| Yapısal Özellikler
Bu soğutucuların içinde soğutma suyu, boruların içinden akarken, transformatör yağı boruların dışından akar. Boru demeti, yağın çapraz akışını sağlayarak soğutma verimini artıran bölmelerle donatılmıştır ve kapalı bir silindirik gövde içerisindedir. Boru demetinin her iki ucunda su plenum odaları bulunur. Bu odalar, suyun ısı eşanjörüne giriş ve çıkış konumlarına göre tek geçişli veya çift geçişli olarak tasarlanabilir.
Sıcak yağın giriş ve soğuk yağın çıkışı için flanşlı bağlantılar kullanılır. Aynı şekilde, soğuk su girişi ve sıcak su çıkışı için de flanşlı bağlantılar mevcuttur. Bu bağlantılar, uygun boru tesisatı, vanalar ve esnek kaplinler aracılığıyla transformatöre bağlanır.
Yağ akışını sağlamak için pompalar zorunlu olarak kullanılır. Ayrıca, suyun mevcut yüksekliğine bağlı olarak su pompalarına da ihtiyaç duyulabilir.
IEC ve EN standartlarına uygun olarak tasarlanan yağ-su ısı eşanjörleri, tek borulu ve çift borulu olmak üzere iki temel kategoride üretilir.
Şekil 12 – Sol: Tank üzerinde yağ-su ısı eşanjörleri bulunan 350 MVA ODWF trafo – 4 soğutma modülü ve bir yedek olarak tedarik edilir; Sağ: Tanktan ayrı yağ-su ısı eşanjörleri bulunan 1100 MVA ODWF trafo – ayrıca 4 soğutma modülü ve bir yedek

5.3| Tek Borulu Yağ-Su Isı Eşanjörleri
Tek borulu yağ-su ısı eşanjörleri, en düşük maliyetli seçenek olmalarına rağmen, bazı kritik riskleri barındırmaları nedeniyle her zaman en uygun çözüm olmayabilirler.
Bu sistemlerin en temel çalışma prensibi, boruların dışındaki yağ basıncının, içindeki su basıncından daima yüksek tutulmasıdır. Bunun nedeni, olası bir sızıntı durumunda suyun transformatör yağına karışmasını engellemektir. Bu durum, transformatör için ciddi arızalara ve felaketle sonuçlanabilecek hasarlara karşı koruma sağlar.
Ancak, bu tasarımdaki en büyük risk, yağın soğutma suyuna sızmasıdır. Böyle bir durumda, suyun çevreyi kirletme potansiyeli bulunduğundan, uygun drenaj kontrol sistemleri gibi önleyici tedbirlerin alınması zorunludur.
Hem suya hem de çevreye yönelik potansiyel sızıntı riskleri nedeniyle, bu tip ısı eşanjörleri yeni tasarımlarda nadiren tercih edilmektedir. Genellikle yalnızca mevcut ekipmanların onarımı gibi özel durumlarda kullanılmaları daha olasıdır.
5.4| Çift Borulu Yağ-Su Isı Eşanjörleri
Çift borulu yağ-su ısı eşanjörleri, tek borulu sistemlerin potansiyel risklerini ortadan kaldıran, daha güvenli ve etkili bir çözümdür. Bu tasarımda, boru demetleri ve sac levhalar, aralarında emniyet kanalları bulunan çift borulardan oluşur. Bir sızıntı meydana geldiğinde, sızan sıvı (su veya yağ), bu emniyet kanallarına yönelir.
Sızıntıyı anında tespit edebilmek için, ısı eşanjörünün kanal tahliyesine bir sızıntı izleme cihazı takılmıştır. Bu cihaz, içinde bir şamandıranın bulunduğu şeffaf bir hazneye sahiptir. Hatta birkaç santimetreküp (cc) gibi az miktarda sızıntı biriktiğinde bile, şamandıra mikro anahtarı etkinleştirir ve bir alarmı tetikler.
Bu erken uyarı sistemi sayesinde, transformatörü hemen devre dışı bırakmaya gerek kalmadan gerekli onarım işlemleri başlatılabilir. Bu durum, hem transformatörün ve su kaynağının güvenliğini sağlar hem de planlanmamış kesintilerin önüne geçer.
Çift borulu tasarım, sadece yüksek güvenlik sunmakla kalmaz, aynı zamanda maliyet etkin bir çözümdür. Ayrıca, bu sistemde su basıncının yağ basıncından daha yüksek olmasına izin verilerek, soğutma verimliliğini artırmak için daha esnek tasarım seçenekleri sunulabilir. Bu sayede, çift borulu yağ-su ısı eşanjörleri, transformatör soğutmasında güvenilirlik ve performansı bir araya getiren ideal bir seçenek haline gelir.
Şekil 13 – Çift borulu yağ-su ısı eşanjörünün kesit görünümü

Comments