Makale yazmak için bu mükemmel kılavuza hoş geldiniz. Makale yazma konusunda öğrendiğim her şeyi sizinle paylaşmak istiyorum. Bloguma 2015 yılında başladım ve sitemde 300'den fazla ve diğer yayınlar için de bir düzine makale kaleme aldım.
Muhtemelen hiç yayınlamadığım 100'den fazla makalem de var. Aslında, 2011 yılında üniversiteden mezun olduğumda, yazılar yazmaya başladım. Ve sonunda kendi kişisel blogumu kurmak amacıyla bir temel oluşturmak dört yılımı aldı.
Bu kılavuzu ister bir blogger, gazeteci, öğrenci ya da ister yazma meraklısı birisi gibi okuyor olun önemli değil, lakin sizin çabanızı anladığımı bilin. Asıl olan da bu. Ama insanların düşündüğü kadar da zor değil bu. Doğru stratejiler, fikirler ve araçlarla kendinizi aşırı zorlamadan iyi makaleler yazabilirsiniz. Bu kılavuzun amacı da bu, ve “Verimliliği Artırma” ve “Ertelemeyi Yenme” başlıklı kılavuzlarındaki gibi bu da dinamik bir kılavuz.
10 yılı aşkın bir süredir yazma sanatını araştırıyorum. Becerilerimi geliştirmenin yeni yollarını bulduğum için de bu makaleyi güncelliyorum sürekli.
Bu kılavuzu referans olarak yer imlerinize eklemekten de çekinmeyin. Umarım sizin için faydalı olur.
Bu Kılavuzun İçeriği:
İçeriği boş bir yazılı belgeye bakmaktan daha sinir bozucu bir şey yoktur. Ekranınızda gördüğünüz yanıp sönen metin imlecini biliyor musunuz? Bu “|” gibi görünür ve yapmanız gereken iş, o küçük şeyi ekranınızda aşağı taşımaktır. Ancak genellikle, belgenizin üst kısmındadır o.
Herkes nasıl hissettirdiğini bilir. Bir şeyler yazmak için iyi bir fikriniz var, heyecanlanıyorsunuz, bir fincan kahve veya çay alın, oturun, ellerinizi ovun ve kendinize şunu söyleyin: “Şunu izleyin! İşte başlıyoruz…”. Bu tamamen harika bir şey ama bu sizin için yeterli değil.
Her türlü “yazma rutini”ni deneyebilirsiniz, ancak bunların hiçbiri bir işe yaramayabilir. Boş bir ekrana bakmamak için yazmaya başlamadan önce kendinize şu iki soruyu sormalısınız:
Bu makale kimler için?
Makalem ne yapıyor?
Bu makale kimler için?
Bunun bu kadar önemli bir soru olmasının nedeni, genellikle herkesin makalelerinin okunmasını istemesidir. Bu, herkes için, yani ürün veya hizmet oluşturan girişimciler için de geçerlidir. Ben de böyleyim. Herkes için bir çevrimiçi kurs oluşturmak istedim. Ama bunu yapamadım. Örneğin, yazma kursum sadece profesyonel yazma becerilerini geliştirmek isteyen insanlar içindir. Sözleriyle geçimini sağlayan insanlar içindir. Her yazar için değil.
Bu, kurs içeriğim konusunda çok spesifik bir yaklaşım sergilememe sebep oldu. Bir makale yazarken de aynı şey geçerlidir. Kimin için yazdığınızı biliyorsanız, makalenizde ne olacağını belirlemenizi kolaylaştıracaktır. Çünkü bu soru üzerinde düşünmezseniz ne olur? Herkes için bir makale yazma riskiyle karşı karşıya kalırsınız. Ve herkes için olan makaleler genellikle hiç kimse içindir. Belirli bir kitleye odaklanmak en güzeli ve doğrusudur. Bu sadece yazma sürecini daha odaklı hale getirmekle kalmayacak, aynı zamanda doğru okuyuculara ulaşma şansınızı da artıracaktır.
Makalem ne yapıyor?
Bir makale, okuyucusunu mikro bir yolculuğa çıkarır. Bu şekilde bakmaktan hoşlanıyorum: Makalenizin sonunda okuyucu, başlangıçta bilmediği şeyleri mi öğrenecek?
Makalenin yalnızca bilgi paylaşması gerekmez. Ayrıca okuyucuya bir his veya deneyim de verebilmelidir. Mesele şu ki, makalenizin bir şeyler yapması gerekiyor.
Örneğin, şu anda okumakta olduğunuz bu kılavuz niteliğindeki makale, makaleleri yazmayı sizin için kolaylaştırmalıdır. Açıkçası, sonucu ve okuyucunuzun makaleyi gerçekten istediğiniz şekilde kullanıp kullanmadığını kontrol edemezsiniz. Bu soruyu düşünmek, makaleyle neyi başarmaya çalıştığınız konusunda net olmanıza yardımcı olacaktır.
Bildiğiniz gibi, tek bir kelime bile yazmadan önce, bir çok düşünce sizi makale yazmaya doğru yöneltir. Strateji; yazmak ve doğru zihniyeti geliştirmek için çok fazla zaman harcamamızın nedeni, bunun en önemli şey olmasıdır. Bak, nasıl yazacağınızı biliyorsun. Doğru konuşmayı biliyorsanız, nasıl yazacağınızı da bilirsiniz.
Bu dil bilgisi kuralları yada üslupla ilgili bir şey değildir, esasında ne yazacağınızı bilmenizle ilgilidir. Ama çoğumuz asla o noktaya gelemiyoruz çünkü başlayamıyoruz. Bizi bu noktada geriye iten ve harekete geçmemizi önleyen birçok engel var. Yazmamızı engelleyen en büyük engellerden birisi başarısızlık korkusudur.
Öğrencilerimden bununla ilgili bir çok soru alıyorum. Son zamanlarda birisi bana şunu sordu: “Kitabımı da yayınlamak istiyorum, ancak başarısız olmaktan korkuyorum. Kişi son umudunu / ışığını / hayalini kaybettiğinde nasıl yaşar? Bu yüzden her gün yazmaktan geri duruyorum.”
Makaleler için de aynı şey geçerlidir. Yazmaya başlamamın bir başka engeli de şudur: “Bence şuan binlerce parlak yazar var, o zaman neden başkaları beni okusun ki?”
Engellerin üstesinden gelmenin kolay bir çözümü yoktur. Korkunuzun üstesinden gelmenin tek yolunun onu yaşayarak aşmak olduğunu fark etmelisiniz. Bunu sadece kendinizi sabote ettiğinizin farkında olarak yapabilirsiniz. Ve tüm bu engeller gerçek nedenler değildir.
Peki ya bir milyon kitap veya makale varsa? Peki ya başarısız olursan? Peki ya insanlar sizin yazınızı okumazsa? Ne olmuş yani?!
Korkuyla nasıl yaşıyabilirsiniz? Yaşayamazsınız. Korkuyu aştığınızda tamamen var olursunuz ki o anda, korku yoktur. Ve o an yazı sanatına odaklanmalısınız.
Yazma eyleminin dünyadaki en zevkli şeylerden biri olduğunu biliyor musunuz?
Öncelikle kendi iç memnuniyetim ve mutluluğum için yazıyorum. Elbette, başkalarının yararlı bulması da harika bir şey. Ama sen yazıyorsun çünkü hoşuna gidiyor. Ve bundan hoşlanmıyorsanız, ya tadını çıkarmayı öğrenin ya da hoşunuza giden başka bir şey yapın. Bu dış etkenlerle ilgili bir şey değil. Yazmak tamamen içsel bir şeydir.
Daha etkili yazmak için aşağıdaki yazma ipuçlarını içeren makalelerimi kullanabilirsiniz. Tüm bu teknikler denenmiş ve test edilmiştir.
Günlük Yazılarınızı Anında İyileştiren İki İpucu; bu iki pratik ipucunu uygularsanız, yazınız sade ve istediğiniz seviyeye gelecektir. Sadece bu onu kalabalıktan ve karmaşıklıktan uzak tutacaktır.
Yazmak Hayatımı ve Kariyerimi Nasıl Değiştirdi? ;Yazmanın neden önemli olduğu üzerine düşünceler içeriyor. Daha fazla yazmanıza yardımcı olacak 7 pratik ipucunu da burada paylaşıyorum.
Başarılı Satış Konuşması E-postaları Yazmanın 3 Kuralı; Başarılı yazmanın “planı” yoktur. Sanki bunun olduğunu ve bu plana sahip olduğunu söyleyen insanlar yalan söylüyorlar. Bunun yerine ilkelere odaklanmalıyız. Bu makalede, satış konuşmanızı daha etkili hale getiren ilkelerden 3 tanesini paylaşıyorum
Manevi Bir Alışkanlık olarak Yazmak; Kendiniz için yazmak, dünyadaki en tatmin edici şeylerden biridir. Aynı zamanda eski bir alışkanlıktır.
Kendi Kitlenizi Oluşturmalı veya Konuk Yayınlarına Odaklanmalı mısınız?; İnsanlar bana bu konuda çok şey soruyor. Bu makaledeki izlenimlerimi okuyabilirsiniz. Ayrıca bu kılavuzda bir kitle oluşturmayla ilgili daha fazla düşünceyi sizlerle paylaşıyorum.
Günlük Yazma Alışkanlığı Oluşturun — Hayatınızı İyileştirir; Her gün yazmanın neden faydalı olduğuna dair düşünceler içeriyor. Ve alışkanlığı oluşturmak için birkaç ipucunu sizlerle paylaşıyorum.
Bir Günlük Tutmak İstiyorsanız Ama Bunu Nasıl Yapacağınızı Bilmiyorsanız Bunu Okuyunuz; Yıllardır bir günlük tutuyorum. İçsel gücün temel direklerinden biri de budur.
100 Makale Yayınlayarak Öğrendiğim 30 Şey; İlk 100 makalemi yazarak öğrendiğim pratik dersler içeriyor.
Hemingway’in En Önemli Çalışma Alışkanlığı: Gününüzün Yüksekliğinde Durun; Uzun süre yazmak istiyorsanız bu en önemli şeylerden birisidir.
Bunlar başlamak için yeterli olabilir. Tüm yazma sistemim hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız, çevrimiçi kursum olan Effecting Writing (Etkili Yazmak)’a bir göz atabilirsiniz.
Makalenizin başlığı ve kullandığınız ana görsel, insanların dikkatini çekmek için en önemli iki şeydir. Hepimiz her gün bir çok mesajla bombalanıyoruz. Yakın arkadaşlarımızdan, iş arkadaşlarımızdan, ailemizden, aynı zamanda kullandığımız haberler, sosyal medya, eğlence uygulamalarından vb. mecralardan sürekli mesajlar alıyoruz.
İnsanlar birden fazla duyuya güvendiğinden, makale başlığının kullandığınız ana görselinizle eşleştiğinden emin olmak önemlidir. Her ikisinin de (başlık ve görsel) öne çıkması gerekiyor. Bunu nasıl yapabilirsiniz? Bunu size tam olarak söyleyemem ama etkili bir yazar olmak istiyorsanız: Yaratıcı olmalısınız.
Nasıl? Bütün mesele yaratıcı olmak aslında. Benzersiz ve farklı olmaktır bu. Yanılgı, yeni ve çığır açan fikirler bulmanızdır. Sektörünüzdeki insanların alışkın olduğundan farklı bir şey oluşturmanızdır.
Bloguma başladığımda ücretsiz stok görselleri kullanıyordum. Ama sonra aynı görüntüleri sosyal medyada veya başka sitelerde kullanan diğer yazarları gördüm. Her nasılsa, okuyucuların başlıkları ve görselleri birbirine bağladığını fark ettim. Dolayısıyla, görüntünüzü başka bir yerde görürseniz, kafanız karışır.
Şimdi şöyle bakalım: Binlerce kişinin kullandığı bir stok resmi kullandığınızı varsayalım. Makaleniz harika ve insanlar makalenizi sosyal medyada paylaşmaya başlıyor. Diğer insanlar görüntüyü görür ve her kişi bu görüntüyü başka bir yazara bağlayabilir. Anlıyor musunuz? Kendinizi diğer okuyucuların yerine koyun. Eski bir görüntü gördüklerinde ne düşünüyorlar? Görüntü sizin için yeni olabilir, ancak kesinlikle binlerce kişi için yeni değildir.
Bu yüzden kendi görüntülerimi çizmeye başladım. Yaptığım iş için bu harika bir şekilde işe yaradı. Kendi görsellerinizi çizemiyorsanız bile, gidin ve kendi resimlerinizi çekin. Öne çıkmak için ne gerekiyorsa yapın. Artık çöp adam resimleri çizen tek kişi de ben değilim. Yapabileceğiniz bir şeyler bulun.
Yazmak için çok fazla araca ihtiyacınız yoktur. Sadece bir dizüstü yada masaüstü bilgisayara ihtiyacınız var. Ancak bunun dışında, tercih ettiğiniz herhangi bir uygulamayı da kullanabilirsiniz. Bunlar benim en sevdiğim yazma uygulamaları:
Ulysses
Grammarly
Office 365
Muhtemelen burada yazmayla ilgili 50 nin üzerinde iyi kitap paylaşabilirim. Ve yazma hakkında çok şey okumak harika olabilir. Aslında, bunu yapmak yazmaktan daha kolaydır. Bir şekilde bunu uygulamaya koymalısınız. Bu yüzden okuyun, ama yazın da. İşte yazım hakkında en sevdiğim kitaplar:
İyi Yazmak Üzerine by William Zinsser; Kurgu olmayan yazı yazma konusunda sağlam tavsiyeler içeren güzel bir kitaptır. Bu kitabı okumaya başladığınızda, derhal yazarı için işini iyi bildiğini söyleyebilirsiniz. Ve iyi biliyor da. Saygın bir yazar ve öğretmen olan Zinsser, bu kitapta yazma ilke ve yöntemleri hakkında konuşuyor. Ayrıca anı, spor, iş ve mizah gibi farklı yazı formları hakkında da ipuçları paylaşıyor.
Stil Unsurları by William Strunk and E.B. White; Ve her işin yazılı bir iletişimi vardır. Yani insanların anlayamayacağı bir şekilde yazmak istemezsiniz. Bu yüzden “Stil Unsurları” çok önemli bir kitaptır. Bu kitap size net bir şekilde düşünmeyi ve yazmayı öğretir; böylece insanlar sizi daha iyi anlar. Değerli bir yetenek. “Stil Unsurları” sadece gazeteciler veya yazarlar için değil, herkes için okunması gereken bir kitap.
Yazma Sanatı by Stephen King; Stephen King, tanınmış düşünürlerden biri ve yazardır. Bu kitapta, zihninin nasıl çalıştığı hakkında daha fazla okumak istemenizi sağlıyor. Yazarsanız ve Yazma Sanatını hala okumadıysanız, yaptığınız her şeyi bir kenara bırakıp bu kitabı alma zamanınız gelmiş demektir.
Yazarın Yolculuğu by Christopher Vogler; Yazarın Yolculuğu bu listedeki en derinlemesine kitaptır. Ayrıca hikaye anlatımı üzerine okuduğum en kapsamlı kitaptır. Aynı zamanda çok pratik bir kitaptır. Daha çok not almak istediğiniz bir ders kitabı gibidir adeta. Büyük Hollywood film şirketleri için bir hikaye danışmanı olan Vogler, bu kitapta mitoloji ve hikaye anlatımı arasındaki ilişkiyi anlatıyor.
Keşke size “XYZ yapın ve 500.000 okuyucunuz olsun” diyebilseydim. Dış başarı olmadan yazmanın da çok sinir bozucu olabileceğini anlıyorum. Yazmanın sadece tanınma ile ilgili olmadığını vurgulamak istiyorum. Ama işte şu: Uzun bir süre boyunca başarılı olmadan yazıyorsanız, birkaç değişiklik yapma zamanı gelmiş demektir bu. Kitlenizi oluşturmak için yararlı bulduğum bazı şeyler:
Okuyucularınızın olduğu yerlere gidin.
Kendi blogunuzu unutmayın.
Kitlenize karşı tutarlı olun.
Okuyucularınıza sorular sorun.
Kendinizi geliştirmeye devam edin.
Başlamaktır esasında zor olan. Yazı yazmak, yazılarınız için görüntüler oluşturmak, yaratıcı başlıklar yazmak vb. için orijinal yollar bulmalısınız. Ve bu o kadar da zor değildir, ve yayınlama seçenekleri de sınırsız artık günümüzde. İşte bu konuda aldığım bir soru:
“Medium, LinkedIn ve kişisel blogunuzda aktif olarak makaleler yayınladığınızı gördüm. Üç farklı platform için nasıl içerik düzenlediğinizi merak ediyorum. İçeriğinizle neleri amaçlıyorsunuz? Benim gibi genç ve yeni bir yazar adayı için, hangi platformu yada platformları önerirsiniz? Dışarıda kafa karıştırıcı bir dünya var. LinkedIn ve Facebook’un üçüncü taraf içerikleri o kadar tanınmadığı düşünüldüğünde, Medium veya kişisel bir blog yerine bu gibi platformlarda yazmaya başlamak daha mı mantıklı?”
Buradaki asıl sorun şu: Siz aşırı düşünüyorsunuz.
Okuyucularımın olduğu yerlere gidiyorum. Şu anda kendi sitemde ve Medium’da yazılarımı yayınlıyorum. Makalelerimi yayınlayan birkaç siteyle de çalışıyorum (makalelerimi bloguma bir bağlantıyla bağlayarak yeniden yayınlıyorlar). Bunun dışında makalelerimi sosyal medyaya paylaşıyorum. LinkedIn’de birkaç makale yayınladım ama bu benim için bir meşguliyet değil aslında. WordPress tabanlı kişisel web siteme ve Medium’a odaklanmayı seviyorum. Hepsi bu.
Size uygun bir platform bulursanız, ona sadık kalmalısınız. Ve hiçbir şey işe yaramazsa, işe yarayan bir şey bulana kadar devam ediniz. Ama her zaman kendi platformunuzu yada sitenizi kurmayı unutmayınız zira başka platformları kullandığınızda, daima bir yer kiralamış gibisinizdir aslında.
Umarım bu makalenin içeriğini faydalı bulursunuz. Makaleler yazarken size en iyisini sunmayı her zaman arzuluyorum. “Yazma kursuma” katılmak isterseniz, sizinle oradan bağlantı kurmayı dört gözle bekliyorum.
Darius Foroux
