LeBron James'dan Amaca Dair Bir Ders

4 Mart'ta LeBron James'in New Orleans Pelicans'a karşı kariyerindeki 50.000. sayısına ulaştığı o tarihi ana tanıklık ettim. 50.000 sayı, ulaşılması neredeyse imkansız bir rakam. Bu başarının ne kadar büyük olduğunu anlamak için, basketbol dünyasının efsanelerinden Michael Jordan'ın kariyerini 32.292 sayıyla tamamladığını hatırlatmak yeterli.

"A Lesson on Purpose from LeBron James" by Darius Foroux

LeBron'a maç sonrası röportajında, 'Kariyerinin bu evresinde bu kadar üst düzey bir performans sergilemeyi nasıl başarıyorsun?' diye soruldu.

40 yaşına gelmiş olmasına rağmen, LeBron hala oyunu 18 yaşındaki birinin coşkusuyla oynuyor.

LeBron'un verdiği cevap, bana çok önemli bir gerçeği fark ettirdi. Şöyle dedi:

"Sadece vücuduma özen gösteriyorum, sıkı çalışıyorum ve oyuna olan bağlılığımı koruyorum. Sevdiğim oyunu oynama fırsatına sahip oldum ve her zaman ona sadık kaldım. Bu nedenle, her zaman karşılığını vermek istiyorum."

Oyununa sadık kal

Bu beni bir anlığına duraksatıp düşünmeye sevk etti. LeBron, oyununu bu seviyede oynayabilmek için kendisine çok özel bir fırsat verildiğinin bilincinde. Acaba oyunu iyi olduğu için mi seviyor, yoksa oyuna duyduğu sevgi mi onu bu kadar iyi bir oyuncu haline getirdi?

Bence ikincisi.

Bu durum, kendi hayatım hakkında düşünmeme neden oldu. Yazma şansına sahip olduğum için son derece minnettarım. Bir yazar olarak geçimimi sağlamaktan bahsetmiyorum bile. Sadece düşüncelerimi sizlerle paylaşabilme ve bunları okuyor olmanız bile benim için büyük bir anlam ifade ediyor.

Bu benim oyunum. Benim fırsatım. Benim çağrım.

Geçimimi yazarak sağlıyorum. Bu bir ayrıcalık.

LeBron'un oyuna sadık kalmaktan bahsettiğini duyunca, bunun benim için de geçerli olduğunu fark ettim. Yazmaya sadık kal!

Senin oyunun ne?

Ama bu sadece benimle ilgili değil. Bu seninle de ilgili.

Senin oyunun ne? Sırf zevk aldığın için karşılıksız yapacağın şey nedir?

Senin amacın bu.

Gösterişli olmasına lüzum yok. Kimseyi etkilemek durumunda da değilsin. Yalnızca senin için kıymetli olması yeterli.

Belki de öğretmek. Belki bir iş kurmak. Belki resim yapmak, yatırım yapmak, koçluk yapmak, bir şeyler yaratmak, öğrenmek veya çocuklarını yetiştirmek.

Sorun ne?

Çoğumuz oyunumuza sadık kalmıyoruz.

Odaklanmakta zorlanıyoruz. Sürekli kendimizi başkalarıyla karşılaştırıyoruz. Dışarıdan mükemmel görünen ama içimizde boşluk yaratan fırsatların peşindeyiz.

Gerçekten neyin önemli olduğunu unutuyoruz.

"Daha iyi bir şey" yok

Gerçek şu ki; Sizi bekleyen sihirli bir "daha iyi" yok. Başka yerdeki çimler daha yeşil değil. Sadece oyununuz var; zor olsa da sizi harekete geçiren şey.

LeBron oyununu keşfetti. Ve 22 sezon, 50.000 sayı ve 41 Ayın Oyuncusu ödülünden sonra bile ona sadık kalıyor.

Başarısının gerçek sırrı bu. Yetenek önemlidir. Çalışma azmi önemlidir. Peki ya amaç? Sizi ayakta tutan şey işte bu.

Amacınızı bilmiyor musunuz? Şunu deneyin.

Hayatımın uzun bir döneminde, ben de amacımın ne olduğunu bilmiyordum. Yazmaya başladıktan 5-6 yıl sonra fark etmeye başladım ve on yıldır bu yoldayım.

Bu süreç zaman gerektirir. Ne kadar akıllı olursanız olun, hayatınızda çoğu zaman apaçık görünen şeyler vardır.

Aşağıdaki adımları izleyerek sorunları kendi kendinize çözmeyi deneyin.

Oyununu keşfet. Yazarak ifade et. Netleş. Sürekli aklından çıkaramadığın şey ne?
Kendine söz ver. Şimdi, sıkıcı, zor veya uygunsuz olsa bile ona sadık kalmaya karar ver.
Bugün harekete geç. Bugün, oyununu geliştirmek için en az 30 dakikanı ayır..

Karmaşık hale getirmeyin. Aklınıza gelen ilk şey nedir? Belki de imkansız görünebileceği için kabul etmekten korktuğunuz bir şeydir. Sadece söyleyin!

Gerçekten bir anlam ifade eden bir hayat böyle kurulur.

LeBron'un mirası sadece istatistikler değil. Oyuna olan bağlılığıdır.

Aynısını hayatınızda da yapın.

Oyununa sadık kal. O zaman kendine de sadık kalmış olacaksın....

by Darius Foroux