top of page

Blog Posts

Bu da Geçmeyecek Ama Sen Kalacaksın

Ama sen? Dayanabilirsin. Başlayabilirsin. Yükselebilirsin. Olmaya devam edebilirsin. Her zaman...


Çoğu zaman endişelerimiz ve korkularımız için geçerli olan bir söz vardır: 'Bu da geçecek.' Gerçekten de, tüm güzel anlar ve korkunç deneyimler nihayetinde yerini bir sonrakine bırakır. Ancak, 'geçmiş olan her şeye' duyduğumuz bağlılık bazen acımızın kaynağı olabilir.


Peki, hiç geçmeyen şeyler nelerdir biliyor musunuz?


Kontrolümüzün dışında olan pek çok şey. Geçmişimiz. Karşılaştığımız engeller. Hissettiğimiz rahatsızlıklar. Hayatımızın zorlu yanları. Hayat akıp giderken, yarın uyandığımızda iç huzurumuzu bozan aynı sorunlarla yüzleşebiliriz. İşte tam da bu noktada, aklı başında insanlar kendileriyle bu sorunlar hakkında farklı bir şekilde konuşmayı öğrenirler.


“This Too Shall Not Pass” by Thomas  Oppong
“This Too Shall Not Pass” by Thomas Oppong

Her şey, değişmeyen olaylara nasıl karşılık verdiğinizle ilgilidir. Kendi etki alanınıza odaklanmayı seçmeniz, karakterinizi ve zihniyetinizi şekillendirir. Hayatınızda karmaşaya neden olan unsurlar (zihinsel dramalar, toksik insanlar, belirsizlik gibi), onlara enerji vermeyi bıraktığınızda zamanla etkisini yitirecektir. Örneğin, birinin ihaneti acı verici bir anı olarak kalabilir. Ancak sonrasında koyduğunuz sınırlar...


Onlar seni ömür boyu korurlar.


Kaçınmak için çok uğraştığın şeyler asla gitmeyecek. Hatta o geçmeyen şeyler, sizin için bir ışık kaynağına da dönüşebilir. Tıpkı şair Mevlâ’na'nin dediği gibi: 'Yara, ışığın size girdiği yerdir.' Her insanın hayatında bir miktar acı vardır. Ancak ben, yaşadığım bu acılarla birlikte büyüyebileceğime inanıyorum. Kendime sürekli telkin ettiğim şey de bu. Acıdan kaçışım yok belki, ama bu çatlakların üzerine kendi anlayışımla iyi bir yaşam inşa edebilirim. Acılarımı farklı bir şekilde omuzlayabilirim. Yara izlerimin bana bir şeyler öğretmesine izin verebilirim, ya da onların beni delirtmesine müsaade edebilirim. Canım yandığı halde bile hayata karışmaya devam edebilirim.


Yara kaybolmayacak. Ama ışık ondan içeri girebilir.

Onun yüzünden.


Sevdiğiniz birini kaybettiğinizde, o kaybın acısı tamamen ortadan kalkmaz. Ancak zamanla o acıyla birlikte yaşamayı öğrenirsiniz. Sanki o acının içinden yeşerir, büyürsünüz. Bu, tıpkı bir ağacın gövdesine çakılmış bir çivinin etrafında büyümesine benzer. Çivi hala oradadır, ama bu durum ağacın gökyüzüne doğru uzanmasına engel olmaz. Bir hayaliniz yıkıldığında da, o hayalin verdiği acı sihirli bir şekilde kaybolmaz. O acıyı içinizde taşırsınız. Ancak eğer kendinizi açar ve istekli olursanız, o acı sizi gelecekte daha iyi bir insan yapar. Sizi daha güçlü kılar.


Sizi daha insan yapar.


Kendime sık sık 'Bu da geçmeyecek' diye hatırlatıyorum. Bu, her şeyin yoluna girmesi için 'düzeltilmesi' gerekmediği anlamına geliyor. Hayatta bazı şeyler kalıcıdır. Hatta bazıları sizi siz yapan özelliklerdir. Ve bu bir ceza değildir. Aksine, potansiyel olarak ulaşabileceğiniz kişinin bir parçasıdır. Acının bir gün geçmesini beklemeyi bıraktığınız anda, aslında yaşamayı öğrenmeye başlarsınız. 'Her şeyin daha iyi olacağı' o belirsiz gün için kendinizi ertelemeyi bırakırsınız.


Ve işte tam da şu anda sahip olduğunuz gerçekliğin sınırları içinde daha iyi bir yaşam inşa etmeye başlayın. Hayat, sizin kontrolünüz dışında gelişen zorlukları kaçınılmaz kılar. Ancak, bu zorluklara nasıl bir yanıt vereceğiniz veya bu deneyimleri nasıl içselleştireceğiniz konusunda her zaman bir seçeneğiniz vardır.



Bu hayatta, geçmeyecek deneyimler olacak.


Hayatınızın geri kalanında bir miktar keder ve pişmanlık taşımanız olasıdır. Ancak unutmayın ki bunlar, kendinize anlattığınız hikayelerdir. Ve bu hikayelere ne kadar sıkı tutunduğunuz, ruh sağlığınızın önemli bir göstergesi olacaktır. Bu deneyimlere rağmen, en iyi versiyonunuzla hayatınızı yaşamaya devam edebilirsiniz. Bazı yaraların sizinle kalması, sizin 'kırık' olduğunuz anlamına gelmez. Aksine, bu yaralar sizin insan olduğunuzun bir kanıtıdır, çünkü insan olmak deneyimlemek demektir.


Belki de asıl zafer, bazı şeylerin üstesinden gelmek zorunda olmamamızdır.

Asıl zafer, o zorlukların içinde büyümektir. Hayat sizden çok şey talep edebilir. Hatta bazen her şey aynı anda üzerinize gelebilir. Bu durumda 'ya o ya da bu' diye bir seçim yapmak zorunda değilsiniz. Bazen 'hem o hem de bu' mümkündür. Kusursuzmuş gibi davranmak zorunda değilsiniz. Hikayenizin hala canınızı yakan bölümlerini unutmak zorunda da değilsiniz. Kederinizi ve neşenizi aynı anda, aynı ellerde taşıyabilirsiniz. Gücünüz, yara izlerinize rağmen değil, tam da o yara izleriniz sayesinde var olabilir.


Kendinizde çok 'bozuk' gördüğünüz o yerler var ya? İşte tam da oralar, gücünüzün, nezaketinizin, bilgeliğinizin ve hayata dair anlam arayışınızın kaynağıdır. Bu anlayışı, hayat size kolaylıklar sunduğu zaman edinmediniz. Asıl kazancınız, geçmeyen zorluklarla mücadele ettiğiniz anlarda oldu. Büyümeniz, o çetin deneyimlerin içinden filizlendi.


'Bu da geçmeyecek' anlayışı, hayatınızın tüm anlamını henüz kavrayamamış olsanız bile, sizin için değerli olan insanlar için ayakta kalmak demektir. İçinizde bir kayıp hissi varken bile gülümseyebilmektir. Kapanmanın daha kolay bir seçenek gibi göründüğü anlarda bile yaşamaya devam etmek için kendinize olan inancınızdır. Sadece zorlukların üstesinden gelmiyorsunuz; aynı zamanda, sizin için gerçekten önemli olan şeylerden oluşan bir yaşam deneyimi inşa ediyorsunuz.


Hayatın o çetin, zorlayıcı anlarında takılıp kalmak zorunda değiliz. Asıl yapmamız gereken, yürümeye devam etmektir.


Değişime ayak uydurabilecek kadar insansın. Ancak geçmeyen o zorlukların, yaşama olan isteğinizi gölgelemesine izin vermeyin. Her yeni güne uyanıp yaşamaya, umut etmeye ve sevmeye devam ediyorsunuz. İçinizin bir köşesi hala sızlasa bile, bunu yapıyorsunuz.


Varoluşçu düşünür Albert Camus'nün dediği gibi, 'Bazen devam etmek, sadece devam etmek bile insanüstü bir başarıdır.'

Hayatın aynı anda hem zorlayıcı hem de mucizevi olabileceğinin canlı bir kanıtısınız. Hissettiğiniz duygulardan alelacele sıyrılmanıza gerek yok. İlerlemek için her şeyi 'atlatmak' zorunda değilsiniz. Sadece 'olmaya' devam etmelisiniz. Dürüst, yaralı, güçlü ve aynı zamanda şefkatli. 'Bu da geçmeyecek' ilkesi, hayatınızda kalmayı hak eden şeyleri seçmek demektir. İlginizi hak eden şey. Zamanınızı hak eden şey.


Zamanınızı ayırmaya değer olan şey.


Ve aslında 'düzeltilmesi' gerekmeyen şey.


Evet, doğru. Her şey gelip geçmez.


Ama sen? Dayanabilirsin. Başlayabilirsin. Yükselebilirsin. Olmaya devam edebilirsin. Her zaman…


Comentários

Avaliado com 0 de 5 estrelas.
Ainda sem avaliações

Adicione uma avaliação*
  • Beyaz LinkedIn Simge
  • Beyaz Facebook Simge
  • Beyaz Heyecan Simge

BU İÇERİĞE EMOJİ İLE TEPKİ VER

bottom of page