Alarm çalıyor veya telefonunuz çalışma gününün başladığını size bildirmek için avazı çıktığı kadar gürültü çıkarıyor. Yataktan heyecanlı bir şekilde atlar ve yuvarlanır mıydınız? ya da işe gitmek zorunda kalmamayı ister miydiniz?
Birçok insan için ikincisi!
Çalışma gününüzün her dakikasını sevmenin mümkün olduğuna inanmak açıkçası gerçekçi değil. Her zaman ortaya çıkacak ve dengeyi aşağı çekecek bir şeyler vardır.
Genel olarak işimi seviyorum ve yaptığım şeyi yapma fırsatına sahip olduğum için kendimi çok şanslı görüyorum ve henüz başlamak için zor birkaç günüm var.
Dünya genelinde işçi katılım düzeyini düzenli olarak değerlendiren Gallup, en son çalışmalarında çalışanların sadece % 15'inin işinde mutlu olduğunu ve katılımcı olduğunu tespit etti.
Açıkçası daha mutlu ve daha meşgul çalışanlar yaratmak için yapılması gereken bazı işler var.
Ancak çalışma ortamınızdan daha fazla neşe, keyif almak ve mutlu olmak için neler yapabilirsiniz?
İşte başlamanız için gereken altı fikir:
İş tanımınızı yeniden şekillendirin.
Bir arkadaş bulun.
Kilometre taşlarınızı inşa edin.
Daha sık ‘hayır’ deyin.
Kendi ödüllerinizi belirleyin.
Bir mola verin.
İş tanımınızı yeniden şekillendirin
İş yerinizdeki rolünüzün ne olduğunu düşündüğünüzle kendinizi sınırlamayın. Bunun yerine daha geniş kapsamlı bir yaklaşım benimseyin.
Görev tanımınız, rolünüzün kilit görevlerini ve sorumluluklarınızın ana hatlarını belirtir. Ancak, çalışma alanınızı bunlarla sınırlamanız gerekmez.
Faaliyetleri dahil etmek için yaptıklarınızı genişletmek için genellikle birçok fırsat vardır,
Örneğin:
daha entelektüel uyarıcı bulduğunuz için.
merak ettiğiniz için.
yeni veya daha ileri beceriler edinmeye hevesli olduğunuz için.
kariyer gelişiminize yararlı olduğunu düşündüğünüz için.
İnisiyatif al ve bu fırsatları araştır. İşinizi daha ilginç bulmanın yanı sıra, beklenenden daha fazla değer sunacaksınız, bu kariyerinizin ilerlemesi için iyi bir şey.
Bir arkadaş bulun
Tom Rath “Hayati Dostlar” adlı kitabında: “Olmadan yaşayamayacağınız insanlar”. İşte en iyi arkadaşları olan çalışanların işleriyle meşgul olma ihtimalinin 7 kat daha fazla olduğunu gösteren araştırmaları özetliyor.
Ek olarak, iş yerinde en az 3 hayati arkadaşı olanların, yaşamlarından memnun olma olasılıkları % 96 daha fazladır.
İnsanlarla çalışırken, sevdiğiniz iş daha zevklidir ve kendinizi işinize daha bağlı bulmanız olasıdır. Bu bağlılık tüm insan varoluşunun kökenindedir.
İşyerinize daha çok bağlı olduğunuzu hissettiğinizde, işte de daha mutlu olduğunuzu hissedeceksiniz demektir.
Kilometre taşlarınızı inşa edin
Herkes kariyerinde ve iş yerinde ilerleme kaydettiğini görmek ister ve Bu motive edicidir. Aksine, ilerleme eksikliği ve sürekli geri adım atmak moral bozucudur.
Sonuç olarak, işinizi daha küçük, yani daha ısırık büyüklüğünde iş parçalarına ayırmanın yollarını bulun, böylece daha düzenli ilerleme görmek daha kolay olur.
Bu ilerlemeyi izleyin ve görünür kılın.
Daha sık ‘hayır’ deyin
İş yerinde boğuluyor gibi hissetmekten daha kötü bir şey yoktur ve hesaba katılmayan daha fazla işler önünüze çıktığı için de daha fazla değer kazanmazsınız.
Bir istek geldiğinde ‘evet’ demek çok kolay olabilir, ancak ‘hayır’ demeniz gereken zamanlar olacaktır.
Yapacağınız ve yapmayacağınız şeyler ve standart çalışma saatleri dışındaki çalışma taleplerine nasıl cevap vereceğiniz konusunda gerçekçi sınırlar koymanıza yardımcı olur.
İyi olduğunuz anların sınırlarını siz koymazsanız, nihayetinde öteki kişiye tekrar sinirlenecek ve ilişkileriniz bozulacaktır.
Kendi ödüllerinizi belirleyin
İç ödül ve kendini tanıma planının yürürlüğe girmesini beklemeyin. Bunun yerine, kendinizi ödüllendirmek için zaman ayırın.
Bir hedefi tutturduğunuzda ya da, bir amaca ulaştığınızda yani çabalarınız için kendinizi ödüllendirmenin bir yolunu bulmaya çalıştığınız bir şeyi (hedefi, amacı vs.) başardığınızda, bu sizin için anlamlı bir şeydir.
Bir mola verin
Gün boyunca düzenli aralıklarla mola verin; ofisinizin veya çalışma ortamınızın dışına çıkarak yürümek için kendinize zaman ayırın.
Bu noktada anahtar olan şey; masanızdan uzaklaşmak ve ortamınızı değiştirmektir.
Ortamınızı değiştirdiğinizde, durumunuzu değiştirirsiniz ve bu, zihninizi sıfırlamanıza (yani boşaltmanıza) yardımcı olabilir.
Çözmeye çalıştığınız problemin, şimdi çözülmesinin daha kolay olduğunu da görmeniz daha yüksektir.
Tüm bu fikirler, harekete geçmenizi gerektirir.
Eski İngiltere Başbakanı, devlet adamı ve roman yazarı Benjamin Desraeli şöyle demiştir: “Eylem her zaman mutluluk getirmeyebilir, ancak eylem olmadan mutluluk yoktur.”
Seni yarına hazırlıyorum, bugün®
Change & Leadership Expert | Career Mentor | Speaker | Author | Media Commentator| Certified Dare to Lead™ Facilitator / Michelle Gibbings